İngiltere’de bir genetik araştırmalar enstitüsünde insan doğasındaki şiddet ve öfke duygularını araştıran bilim insanları, bu amaçla oldukça tehlikeli deneyler gerçekleştirirler. Deneyler sonucunda "Rage" (Öfke) adı verilen ölümcül bir virüs geliştirilmiştir. Bu virüs, bulaştığı canlılarda kontrolsüz öfke nöbetlerine yol açarak onları son derece saldırgan ve vahşi yaratıklara dönüştürmektedir.

Bir grup hayvan hakları aktivisti, deneylerde maymunlara zarar verildiğini öğrenince laboratuvara gizlice sızarak hayvanları serbest bırakmaya karar verir. Aktivistler, bilim insanlarının uyarılarına kulak asmadan kafeslerdeki maymunları özgürleştirirler. Ancak bilmedikleri şey, bu maymunların Rage virüsü taşıdığıdır. Serbest kalan enfekte maymunlardan biri aktivistlerden birine saldırır ve virüs, saniyeler içinde insan bedenine yayılır. Bu an, geri dönülemez bir felaketin başlangıcı olur.

Kısa süre içerisinde virüs, İngiltere’nin dört bir yanına yayılmaya başlar. İnsanlar enfekte olur olmaz öfkelerinin kölesi haline gelirler ve vahşi birer yaratığa dönüşerek sağlıklı bireylere saldırmaya başlarlar. Ülke, büyük bir kaosun içine sürüklenirken şehirler boşalır, yollar terkedilir ve medeniyet tamamen çökmeye başlar. Virüsün hızla yayılmasını durduramayan yetkililer, ülke çapında karantina uygulamak zorunda kalır, ancak bu bile öfke salgınının önüne geçemez.

Hikâye, olayların başlamasından 28 gün sonra açılır. Yıkılmış Londra’nın hayalet şehir görünümü altında, enfekte olmuş insanlardan kaçmaya çalışan az sayıda sağ kalmış kişi hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Güvenli bir sığınak arayan bu insanlar, hem vahşi Rage taşıyıcılarından hem de gittikçe artan çaresizlik ve paranoyadan korunmak zorundadır. Rage virüsünün yarattığı bu distopik dünyada, insanlık artık en büyük düşmanı olan kendi doğasıyla yüzleşmek zorundadır.

Bu film, kıyamet sonrası atmosferi ve insan doğasının karanlık yönlerine dair yaptığı keskin gözlemlerle, izleyicilere hem nefes kesen bir gerilim hem de derin bir psikolojik yolculuk sunuyor.