Emekli CIA ajanı Robert McCall, sıradan bir hayat sürerken bile adaletsizliklere karşı mücadelesine devam eder. Her zaman güçsüzlerin yanında durur ve onlara haksızlık edenleri kendi yöntemleriyle cezalandırır. McCall, her ne kadar emekli olsa da, içindeki adalet duygusu ve eski ajanlık becerileri onu sürekli harekete geçirir. Gündelik yaşamında sessiz ve sakin bir hayat sürerken bile, gerektiğinde hızlı ve etkili bir şekilde müdahale eder.

Bir gün, McCall'ın dünyası, en yakın arkadaşı ve eski CIA meslektaşı Susan Plummer'ın vahşice öldürülmesiyle altüst olur. Susan, McCall için sadece bir arkadaş değil, aynı zamanda güvenebileceği nadir insanlardan biridir. Bu trajik olay, McCall'ı derin bir üzüntüye boğar ve intikam duygusuyla doldurur. Susan'ın ölümünün ardındaki gerçeği ortaya çıkarmak ve adaleti sağlamak için kararlı bir şekilde harekete geçer.

McCall, Susan'ın ölümüyle ilgili ipuçlarını takip ederken, karşısında güçlü ve tehlikeli bir düşman bulur. Bu düşman, hem eski CIA bağlantıları hem de yüksek düzeyde yetenekli suikastçılardan oluşan bir ekipten oluşmaktadır. McCall, eski ajanlık günlerinden kalma bilgi ve becerilerini kullanarak, düşmanlarını adım adım takip eder ve onlarla tek tek yüzleşir.

Susan'ın ölümüne giden yol, McCall'ı karanlık ve tehlikeli bir dünyaya sürükler. Gizli operasyonlar, yolsuzluklar ve ihanetlerle dolu bu dünyada McCall, düşmanlarını alt etmek ve adaleti sağlamak için zekâsını ve fiziksel yeteneklerini sonuna kadar kullanır. Her adımda, düşmanlarının bir adım önünde olmaya çalışır ve onları kendi oyunlarında alt etmeye kararlıdır.

McCall, Susan'ın ölümünün ardındaki gizemi çözdükçe, olayların göründüğünden çok daha karmaşık olduğunu fark eder. Eski düşmanlar ve gizli ittifaklarla yüzleşir. Ancak, kararlılığı ve adalet arayışı onu yolundan alıkoyamaz. McCall, Susan'ın intikamını almak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdır.

Bu süreçte, McCall sadece intikam peşinde koşmaz, aynı zamanda Susan'ın bıraktığı mirası da onurlandırır. Onun yaptığı iyilikleri ve adaleti sağlama çabasını devam ettirir. Susan'ın hatırasını yaşatmak için, McCall adaleti kendi yöntemleriyle sağlar ve güçsüzlerin yanında durmaya devam eder.

Sonunda, McCall'ın kararlılığı ve yetenekleri, Susan'ın ölümünün ardındaki sorumluları adaletin önüne çıkarır. Susan'ın intikamını alarak, hem onun anısını onurlandırır hem de adaletin yerini bulmasını sağlar. McCall, bir kez daha adaletin temsili olarak güçsüzlerin yanında yer alır ve gerektiğinde tekrar harekete geçmeye hazır olduğunu kanıtlar.