Orhan ve Ali, kaderin onları kesiştirdiği noktada, tamamen zıt hayatlar yaşayan iki kardeştir. Orhan, cesur, gözü kara ve yeraltı dünyasında güçlü bir isimdir. Tefecilik işiyle uğraşan Orhan, piyasa kurallarına uyar ve borcunu ödemeyen kimseyi affetmez. Sert tavırları ve tehlikeli bağlantılarıyla hem korkulan hem de saygı duyulan bir adamdır. Kadınlarla olan ilişkileri ise yüzeyseldir; hayatına biri girer, diğeri çıkar. Orhan'ın dünyasında duygular, zayıflık olarak görülür.

Ali ise tam tersine, düzenli ve huzurlu bir yaşam sürmeyi arzulayan, beyaz yakalı bir ofis çalışanıdır. Çekingen, içine kapanık yapısı, onu Orhan'dan tamamen farklı bir insan yapar. Ali’nin tek isteği, sevdiği kadınla evlenip sakin bir hayat kurmaktır. Ancak bir gün, evlenme teklifinde bulunacağı yüzüğü almak üzereyken bir kuyumcu soygununun ortasında kalır. Bu talihsiz olay, onun sıradan hayatını yerle bir eder.

Soyguncuların hedefi haline gelen Ali, başına gelen belalardan kurtulmak için istemeden de olsa abisi Orhan’a sığınmak zorunda kalır. Bu noktada iki kardeşin yolları kesişir. Ali’nin masum ve düzenli dünyası, Orhan’ın acımasız ve karanlık dünyasıyla çarpışmaya başlar. Ali, bir yandan başına gelen sorunlarla mücadele ederken, bir yandan da tefecilik ve yeraltı dünyasının tehlikeleriyle yüzleşmek zorunda kalır.

Orhan ve Ali’nin arasındaki gerilim, kardeşlik bağları ile ahlaki değerlerin çatışmasına dönüşür. İkisi de birbirinin hayatını anlamaya çalışırken, her iki karakter de sınırlarını zorlayan seçimler yapmak zorunda kalacaktır. Orhan, Ali’ye yeraltı dünyasında hayatta kalmanın acımasız kurallarını öğretirken, Ali de Orhan’ın kendi içindeki kırılganlığı keşfetmesine yardımcı olacaktır.

Bu hikâye, iki kardeşin birbirinden farklı dünyalarının kesiştiği dramatik bir yolculuğu anlatırken, aile, sadakat, suç ve aşk temalarını derinlemesine işler.