İpek, hayatının en büyük aşkı olarak gördüğü Furkan'dan, ihanet şüphesiyle sarsılarak ayrılmıştır. Furkan’a karşı duyduğu derin sevgi, aldatıldığını düşündüğü o gün paramparça olmuş, kalbinin en kırılgan yerinde onarılmaz bir yara açılmıştır. O günden sonra İpek, kimseye gerçek anlamda kalbini açamaz. Yine de hayat devam eder ve bir süre sonra Cengiz adında, ona sabırla yaklaşan, anlayışlı bir adamla tanışır. İpek, içinde büyüttüğü yaraları tamir edemese de Cengiz’in ilgisine kayıtsız kalamaz ve uzun süren bir arkadaşlığın ardından nişanlanırlar.

Bir gün, Cengiz’in doğum günü için özel bir sürpriz hazırlamaya karar verir. En yakın arkadaşı Simge ile birlikte Cengiz’in evine giderler. Ortalıkta yokken evi süsleyip, masa hazırlamayı planlarlar. Ancak beklenmedik bir anda, evde yalnız olmadıklarını fark ederler. Kapıyı açtıklarında Cengiz'i başka bir kadınla uygunsuz bir şekilde yakalarlar. İpek için zaman bir kez daha durur. İkinci kez ihanete uğramanın verdiği şok, ruhunun derinliklerinde daha büyük bir yıkıma sebep olur.

Bu acı dolu olayın ardından İpek, içine kapanır. Yalnızlığına sarılır, hayata dair neşesini kaybeder. Durumun farkında olan Simge, en yakın arkadaşını bu karanlık girdaptan kurtarmak için bir şeyler yapmaya karar verir. Ona, her şeyden uzaklaşabilecekleri, kafalarını dağıtabilecekleri bir tekne turu organize eder. İkna etmekte zorlanır ama sonunda İpek kabul eder ve birlikte bir Ege kasabasının küçük bir limanından mavi sulara açılırlar.