Mümtaz, hayatının en karmaşık dönemlerinden birindedir. İş hayatı, ilişkileri ve geçmişinin gölgeleri onu her geçen gün daha fazla içine çekerken, hayata tutunacak bir dal aramaktadır. Tam da her şeyin daha da kötüye gittiğini düşündüğü bir anda, kader onu Derya ile karşılaştırır. Derya, hayata karşı güçlü ve inatçı bir duruş sergilese de, kendi içinde taşıdığı yaralarla baş etmeye çalışmaktadır.

Birbirlerini henüz tanımaya fırsat bulamadan, dahil oldukları büyük bir kaza her şeyi altüst eder. O an, ikisinin de hayatında geri dönülmez bir dönüm noktası olur. Kazanın ardından, geçmişleriyle yüzleşmek, sorumluluk almak ve hayatlarını yeniden inşa etmek zorunda kalırlar.

Zamanla aralarındaki bağ güçlendikçe, Mümtaz ve Derya, hayatın sunduğu en büyük sınavlardan biriyle karşı karşıya kalırlar: Aile olabilmek… Geçmişin acıları, toplumsal baskılar ve kaderin oynadığı oyunlar arasında, ikisi de sonsuz aşkın ve sadakatin sınırlarını zorlamak zorunda kalır. Ancak gerçek sevgi, her şeye rağmen var olmaya devam edebilir mi? Bu, onları bekleyen en büyük sorudur.