Aynı apartman, iki daire, iki buzdolabı… ve bir ceset.
Kara mizah ile absürd gerilimin iç içe geçtiği bu film, gündelik hayatın sıradanlığına sızan tuhaflıklarla dolu bir hikâye sunuyor.

Zeynep ve Nihat çifti, ev ekonomisini zorlayan şartlar altında, ikinci el bir buzdolabı almak üzere harekete geçer. Gece vakti hırsızlarca soyulduğu iddia edilen bir spotçudan uygun fiyatlı bir buzdolabı beğenirler. Öte yandan aynı apartmanın başka bir katında yaşayan Sebahattin ve kardeşi, yasadışı yollarla ülkeye soktukları gizemli bir buzdolabını büyük bir gizlilikle teslim almayı beklemektedir. Ancak bu dolabın içinde, uzun süredir kayıp olan babalarının cesedi saklanmaktadır.

İki buzdolabı da aynı gün, aynı apartmana, aynı nakliyeci tarafından getirilir… ve evet: Dolaplar karışır.

Zeynep ve Nihat, yeni buzdolaplarının kapağını açtıklarında karşılaştıkları manzara karşısında hayatlarının şokunu yaşarlar. Sebahattin ise yanlış dolapla gelen içi boş cihazın gizli yükünü kaybettiğini anlayınca, çareyi tüm apartmanı didik didik aramakta bulur.

Yanlış anlaşılmalar, büyüyen panik, kapı dinlemeler, komşu dedikoduları ve absürt tesadüflerle birlikte olaylar çığırından çıkar. Zeynep, durumu polise bildirmeye kararlı iken, Nihat bu işin daha derin bir şeyler sakladığını sezer. Sebahattin ise, cesedi geri almak için gecenin karanlığında plan yapmaya başlar.

Komik olduğu kadar rahatsız edici anlarla dolu bu film, buzdolabının kapağını açtığınızda sadece yiyeceklerle değil, geçmişin gömülü sırlarıyla da yüzleşebileceğinizi gösteriyor.

Sıradan bir apartman hayatının altındaki gizli dünyayı keşfe çıkan bu hikâye, kara komedi ve suç türünü zekice harmanlayarak izleyiciyi hem güldürüyor hem de düşündürüyor.
Peki ya sizin buzdolabınızda ne var?