Robot protez uzuvların sporu yeniden tanımladığı distopik bir gelecekte, uzun atlama dalında yarışan iki kız kardeşin rekabeti, onları uğursuz bir yola sevk eder.

Bu distopik dünyada, teknolojinin sınırlarını zorlayan robotik protezler, atletlere inanılmaz yetenekler kazandırmakta ve sporun kurallarını yeniden yazmaktadır. Uzun atlama dalında büyük bir yetenek ve başarıya sahip olan iki kız kardeş, bu rekabetin merkezinde yer alır. Büyük kardeş Lena, disiplinli ve kararlı bir atletken, küçük kardeş Mia ise doğuştan gelen yeteneklerini sergileyen daha özgür ruhlu bir sporcudur.

Lena ve Mia, spor dünyasında kendilerini kanıtlamak ve zirveye ulaşmak için kıyasıya mücadele ederler. Ancak, bu rekabet zamanla sadece spor sahasında kalmaz ve kişisel ilişkilerini de etkiler. İki kız kardeş arasındaki gerginlik, onları daha ileri gitmeye ve sınırları zorlamaya iter.

Rekabetleri, Lena'nın daha ileri teknolojiye sahip protezler elde etmek için gizli ve tehlikeli bir anlaşma yapmasıyla doruğa ulaşır. Mia ise doğal yeteneklerine güvenmeye devam ederken, Lena'nın bu riskli kararının sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalır. İkisi de başarıya ulaşmak için kendi yollarını seçerler, ancak bu yollar onları beklenmedik ve uğursuz bir sona doğru sürükler.

Bu hikaye, teknolojinin insan hayatı ve ilişkileri üzerindeki etkilerini sorgularken, rekabetin ve hırsın karanlık yüzünü de gözler önüne serer. Lena ve Mia'nın mücadeleleri, sadece spor sahasında değil, aynı zamanda kendi kimlikleri ve birbirleriyle olan ilişkilerinde de derin izler bırakır.

Sonuçta, kız kardeşler, hem fiziksel hem de duygusal sınırlarını zorlayarak, başarı ve başarısızlık kavramlarını yeniden tanımlarlar. Hikaye, izleyicilere teknolojinin ilerlemesiyle birlikte insanlığın nasıl değiştiğini ve bu değişimin kişisel bağlar üzerindeki etkilerini düşünme fırsatı sunar. Lena ve Mia'nın destansı ve trajik hikayesi, sporda ve hayatta gerçek değerlerin ne olduğunu sorgulatırken, teknolojiyle birlikte gelen tehlikeleri de gözler önüne serer.