Bizum Hoca, eğitimini tamamlamamış olmasına rağmen kendini yetiştirmiş bir Karadenizlidir. Din alimliği üzerine bildiği her şeyi, İslam aydını olan babası Ahmet Fevzi Hoca'dan öğrenmiştir. Eşi Makbule'yi kaybettikten sonra hayatına kimseyi sokmayan Bizum Hoca, herkesin akıl danıştığı, sevilen ve sayılan bir insandır. Şen şakrak bir kişiliğe sahip olan hoca, İslam dininin maneviyatına derinlemesine odaklanır ve cemaatine ahlaklı, vicdan sahibi bir insan olmanın en az ibadet etmek kadar önemli olduğunu öğütler. Ona göre, ahlak ve vicdan evrensel değerlerdir.

Ancak, cemaatindeki bazı kişiler Bizum Hoca'nın bu görüşlerine katılmazlar. Hoca'nın insanca yaşamak için verdiği mücadele ve ezber bozan sözleri, özellikle geleneklere sıkı sıkıya bağlı olanlar için korkutucu ve rahatsız edicidir. Bizum Hoca'nın imamlık görevi sona erdiğinde, yerine Ekrem Hoca geçer. Ekrem Hoca'nın imamlığıyla birlikte cemaat, alıştıkları düzene kavuşmuş gibi hisseder ve rahat bir nefes alır.

Ekrem Hoca, dini daha geleneksel bir şekilde yorumlar ve uygular, bu da birçok kişi için daha güven vericidir. Ancak, Bizum Hoca'nın savunduğu insani ve ahlaki değerler, özellikle HES (Hidroelektrik Santrali) inşaatına karşı çıkışıyla daha da belirgin hale gelir. Bizum Hoca, doğanın ve halkın haklarını savunurken, dini kendinden farklı algılayan Ekrem Hoca ile bu konuda da çatışır. Ekrem Hoca, modernizme ve kalkınmaya daha sıcak bakarken, Bizum Hoca çevrenin ve insan onurunun korunmasının daha önemli olduğunu savunur.

Bu zıtlık, sadece dini yorumlar üzerinden değil, aynı zamanda sosyal ve çevresel meseleler üzerinden de iki hoca arasındaki çatışmayı derinleştirir. Bizum Hoca, insani ve ahlaki değerleri savunurken, Ekrem Hoca'nın geleneksel yaklaşımlarıyla çatışır. Bu çatışma, cemaatin içinde de bölünmelere yol açar ve herkesin kendi inançları ve değerleri üzerine düşünmesini sağlar.

Sonuç olarak, Bizum Hoca'nın hikayesi, ahlak ve vicdanın evrensel değerler olarak kabul edilmesi gerektiğini ve bu değerlerin toplumsal ve çevresel sorumluluklarla nasıl iç içe geçtiğini anlatan bir anlatıdır. Bizum Hoca'nın mücadelesi, sadece dini bir liderin değil, aynı zamanda bir insan hakları savunucusunun hikayesidir.