Tutku, Saplantı ve Ölümcül Bir Aşk Üçgeni

Genç bir kadın, lüks içinde süren kusursuz hayatında hiçbir eksik olmadığını sanmaktadır. New York’un en prestijli semtlerinden birinde, başarılı bir hedge fon yöneticisi olan erkek arkadaşıyla gösterişli partiler ve kusursuz akşam yemekleriyle dolu bir yaşam sürmektedir. Fakat onun ihtişamlı dünyasının kusursuz görünen yüzeyi, küçük bir kır kasabasında karşılaştığı gizemli bir adamla tanıştığında çatlamaya başlar.

Bu adam, geçmişi hakkında çok az şey bilinen, sert bakışları ve etkileyici karizmasıyla dikkat çeken bir kovboydur. Başlangıçta yalnızca bir tamirci olarak işe alınan bu yabancı, zamanla genç kadının hayatına sinsi ama büyüleyici bir şekilde nüfuz eder. Aralarındaki gerilim hızla tutkuyla karışırken, aralarındaki çekim tehlikeli bir saplantıya dönüşür.

Ancak bu ilişki sadece tutkuyla sınırlı kalmaz. Genç kadının iki dünya arasındaki giderek derinleşen uçurumda sıkışıp kalması, kaçınılmaz olarak yıkıcı sonuçlar doğurur. Masum bir kaçamak gibi başlayan olaylar, kısa sürede ihanet, manipülasyon ve ölümcül bir oyuna dönüşür. Kimin gerçekten tehlikeli olduğu, kimin av, kimin avcı olduğu gittikçe bulanıklaşırken, saplantı ve kıskançlık kanlı bir sona doğru ilerler.

Görkemli şehir hayatı ile tozlu ve vahşi kırların arasında sıkışan bir kadının karanlık arzularla yüzleştiği, tehlikeli sırların gölgesinde kaldığı ve geri dönüşü olmayan bir noktaya sürüklendiği bu hikâye, gerilim ve tutkunun sınırlarını zorlayan bir psikolojik dram sunuyor.