II. Dünya Savaşı’nın korkunç gölgesi altında Londra'nın sokakları bombaların dehşetiyle yankılanırken, genç George’un hayatı bir gecede altüst olur. Dokuz yaşındaki bu meraklı ve cesur çocuk, annesi Rita’nın kararıyla ailesinin güvenliği için kırsal bir bölgeye taşınır. Ancak George, taşındıkları bu sessiz köyde kendini yabancı hisseder; evinden, alışkanlıklarından ve babasından ayrılmak, onun için dayanılmaz bir özlem haline gelir.

George’un kararlılığı, annesinin itirazlarına rağmen bir plan yapmasına neden olur. Ailesine yeniden kavuşma arzusu, onu tehlikelerle dolu bir yolculuğa çıkarır. Tren raylarını, orman yollarını ve bombalanmış kasabaları aşarak evine dönmeye karar verir. Yanına sadece birkaç parça yiyecek, bir fener ve büyükannesinden aldığı eski bir haritayı alır.

Yolculuk boyunca George, savaşın yarattığı yıkımı ve insanların içinde bulunduğu çaresizliği gözleriyle görür. Yolda, ailesinden ayrı düşmüş bir kediyle arkadaş olur; bu hayvan, onun yalnızlık duygusunu hafifletir ve tehlikelerle dolu yollarda ona eşlik eder. Ancak George’un karşılaştığı tek zorluk savaşın izleri değildir. Açlık, soğuk ve düşman uçaklarının tehdidi altında, fiziksel ve duygusal dayanıklılığı test edilir.

Bu sırada Rita, oğlunun kaybolduğunu fark eder ve onu bulmak için bir arama ekibine katılır. Annelik içgüdüsüyle oğlunun izini sürerken, kendisi de geçmişin yükleriyle yüzleşmek zorunda kalır. George’un özgürlük arayışı, Rita için de onun içsel yolculuğunu başlatır; savaşın yıktığı dünyada aile bağlarının ne kadar güçlü olduğunu fark eder.

George, nihayet Londra’ya ulaştığında, evinin bombalarla yıkıldığını ve babasının cephede olduğunu öğrenir. Bu gerçeğin karşısında çocukça cesaretiyle dimdik duran George, annesiyle yeniden bir araya gelir. Bu deneyim, ikisine de hayatta kalma ve birbirlerine duydukları sevgiyle güçlenme dersi verir.

Film, savaşın acımasız gerçekleri arasında bir çocuğun masumiyetini ve bir annenin sevgisinin gücünü dokunaklı bir şekilde anlatır. George’un evine dönüş hikayesi, umut ve dayanıklılığın sınandığı bir dönemde insan ruhunun direncini gözler önüne serer.