90’lı yılların efsane pop süperstarı olan Selin, uzun bir aradan sonra sahnelere geri dönmek için hazırlanmaktadır. Ancak şöhretin bedeli ağırdır; yıllar geçse de eski hayranlarının ilgisi bitmemiştir. Özellikle biri, her şeyin ötesinde saplantılı bir şekilde Selin’i takip etmeye devam etmektedir.

Paul, gençliğinden beri Selin’in en büyük hayranı olmuştur. Onun şarkılarıyla büyümüş, konserlerine gitmiş ve zamanla ona karşı takıntılı bir sevgi geliştirmiştir. Ancak Paul’un sevgisi sağlıksız bir boyuta ulaşmış, gerçek dünyadan kopmasına neden olmuştur. Paul, kendisini Selin’le evleneceğine ve onun hayatını sonsuza dek paylaşacağına inandırmıştır.

Selin, kariyerine geri dönüş yapmaya çalışırken, yeni albümü için çalışmalarına odaklanır. Ancak garip olaylar yaşamaya başlar. Evine gönderilen tehditkar notlar, kimliği belirsiz telefon aramaları ve hatta geceleri evinin çevresinde görülen gölgeler... Başta bunun basit bir hayran takıntısı olduğunu düşünse de olaylar gitgide daha ürkütücü ve tehlikeli bir hal alır.

Bir gece, Paul bütün cesaretini toplar ve hayalindeki düğünü gerçekleştirmek için Selin’in evine gizlice girer. Ancak bu yalnızca bir ziyaret değildir. Paul, Selin’i kaçırıp ona kendi yarattığı romantik dünyasında bir hayat sunmak istemektedir.

Selin, bir anda kendisini Paul’un hastalıklı hayallerinin ortasında, kapana kısılmış halde bulur. Paul’un kişilik bozukluğu onu hem şefkatli hem de son derece tehlikeli biri yapmaktadır. Selin, Paul’un psikolojisini anlamaya çalışarak onun güvenini kazanmalı ve kaçmak için doğru zamanı kollamalıdır.

Fakat Paul’un hayalleri yıkıldıkça daha da tehlikeli hale gelir. Selin, hem fiziksel hem de zihinsel olarak sınırlarını zorlayan bir kaçış mücadelesine girişir. Hayatta kalmak için yalnızca gücüne değil, zekasına da güvenmek zorundadır.

Selin’in hayranlarıyla olan ilişkisi ve ünlü olmanın karanlık tarafıyla yüzleşmesi, bu ölüm kalım mücadelesini daha da karmaşık hale getirecektir.