Bu hikaye, "Zafiyet" adıyla trajik bir olayın ardından yaşanan psikolojik bir dönüşümü ve içsel çatışmaları anlatıyor.

Ahmet, hayatında büyük başarılar elde etmiş, kimseyi umursamayan, kendine fazlasıyla güvenen bir adamdır. Karısı ve küçük kızının bir trafik kazasında hayatını kaybettiği gece, sevgilisiyle birlikte olduğu için bu trajik olaydan pek etkilenmez gibi görünür. Olayın duygusal ağırlığını dışarıya göstermeden yaşamına devam eder. Ancak bir süre sonra, görünürde bir sebep olmaksızın, hayatındaki denge bozulmaya başlar. Küçük terslikler ve aksilikler önce fark edilmeyecek kadar önemsizdir, fakat zamanla bu sorunlar giderek artar.

Ahmet, kontrolünü kaybetmeye başlar. İşinde yaptığı hatalar, sosyal çevresindeki çatışmalar ve özellikle kadınlarla ilişkilerinde yaşadığı bozulmalar, onun kendisinden beklenmeyecek zafiyetler göstermesine neden olur. Kendine olan güveni sarsılır, geçmişteki kibri ve soğuk tavrı, yerini endişe ve kontrolsüz öfkeye bırakır. Ahmet, bu değişimlerin kaynağını anlamaya çalıştıkça, bastırdığı suçluluk duygusunun ve vicdan azabının, zihninin derinliklerinde saklı kaldığını fark eder. Bu durum, onu hayatının en karanlık noktalarına sürükler.

Hikaye, Ahmet’in içsel yolculuğunu, geçmişiyle yüzleşmesini ve duygusal olarak çöküşe doğru giden sürecini işlerken, insanın zayıflıkları ve suçluluk duygusunun yarattığı ağır yükü gözler önüne seriyor.