Kuzey Carolina’yı etkisi altına alan bu yıkıcı kış fırtınası, doğanın en acımasız yüzünü gösterirken, tüm eyalet buz gibi bir hapishaneye dönüşmüştür. Günlerce süren yoğun kar yağışı ve aşırı düşük sıcaklıklar, eyaletin tüm kasaba ve köylerini etkisi altına almış, elektrik kesintileri, kapanan yollar ve izole kalan bölgelerle birlikte kaosun eşiğine getirmiştir. Donma tehlikesi her geçen dakika daha da büyürken, insanlar hayatta kalma mücadelesi verir.

Küçük bir kasaba olan Winterfield, felaketin tam merkezinde kalmış, yerel halk çaresizce kurtarılmayı beklemektedir. Kasabanın itfaiye şefi David Harper, zor şartlar altında kasabanın insanlarına ulaşmaya çalışırken, ekibiyle birlikte buzlanmış yolları, devrilen ağaçları ve çöken çatıları aşmak zorundadır. Ekibinin her bir üyesi, bir başka hayati görevi üstlenir: yolları açmak, insanları evlerinden kurtarmak, yardım malzemelerini ulaştırmak.

Bu kaotik durumun ortasında, soğuk bir evde mahsur kalan Lizzie ve kızı Amelia, elektriği kesilen evlerinde donmaktan kurtulmak için ellerinden gelen her şeyi yapmaktadır. Yiyecekleri tükenirken, ısınmak için kıyafetleriyle kendilerini sarıp sarmalamışlardır. Fırtınanın ne zaman biteceği belli olmazken, Lizzie’nin bir tek umudu vardır: David Harper’ın onları kurtarmaya geleceği umudu.

Diğer yandan, bir başka grup ise karla kaplı ormanlık alanda kaybolmuş bir kurtarma ekibidir. Genç gönüllü Jake, liderleriyle iletişimi kaybettikten sonra karanlık ve dondurucu soğukta ilerlemeye çalışır. Jake, ekibini güvenli bir yere götürme sorumluluğunu alırken, kendi sınırlarını ve korkularını da zorlamak zorunda kalır.

Fırtına boyunca, insanlar hem doğanın acımasızlığıyla hem de kendi içlerindeki korku ve çaresizlikle yüzleşirler. İnsan ruhunun dayanıklılığı bu noktada ön plana çıkar; birbirine yardım eden yabancılar, gönüllü olarak canını riske atan kurtarma ekipleri ve kendi küçük mucizelerini yaratan insanlar bu büyük felakette hayatlarını yeniden şekillendirirler.

Her geçen dakika, umut donmaya başlarken, bu korkunç kışın içinde bir kıvılcım belirecek mi? Yoksa Kuzey Carolina, tamamen buzun altında kalıp unutulmuş bir felakete mi dönüşecek?