Ünlü bir şef olan (isim), uzun yıllardır mutfakta kusursuzluğu arayan biridir. Yaratıcılığı, titizliği ve mutlak kontrol tutkusu, onu sektörün en saygın isimlerinden biri yapmıştır. Ancak son zamanlarda, mutfağın tam ortasında beliren garip bir ses, onun düzenli dünyasını sarsmaya başlar: Metalik, tiz bir çınlama.

Başlangıçta önemsiz gibi görünen bu ses, giderek daha sık duyulur hale gelir. İlk başta sadece mutfak ekipmanlarından geldiğini düşünse de, zamanla sesin kaynağını bulamaz hale gelir. Ne yaparsa yapsın, hangi cihazı kontrol ederse etsin, çınlama devam eder. Üstelik, bu ses yalnızca onun duyabileceği bir hale gelmiştir.

Geceleri bile peşini bırakmayan bu uğursuz çınlama, şefin üzerindeki baskıyı artırır. Yemeklere odaklanamaz, tariflerini unutmaya başlar. Müşteriler şikayet eder, personeli endişelenir. Zihni ve mutfağı arasında sıkışıp kalmış gibidir.

Zaman geçtikçe, çınlama sadece kulaklarında değil, ruhunda da yankılanır. Belki de bu ses, unutmaya çalıştığı bir hatıranın, bastırılmış bir korkunun ya da geçmişteki bir pişmanlığın yankısıdır. Ancak, bu gizemi çözmeden huzur bulamayacaktır.

Sonunda, bu uğursuz çağrının ardındaki sırrı çözmek için, bıçaklardan, ocaklardan ve mutfaktan çok daha derin bir yolculuğa çıkması gerektiğini fark eder. Ama cevabı bulduğunda, bu gerçeği gerçekten bilmek isteyip istemediğini sorgulamak zorunda kalacaktır.