Justine, veteriner bir ailede büyümüş, sıkı vejetaryen bir yaşam tarzına sahip, 16 yaşında parlak ve umut dolu bir gençtir. Kendisi de veterinerlik okuluna başladığında, ailesinin izinden gitmek ve hayallerini gerçekleştirmek istemektedir. Ancak bu okul, beklentilerinden çok farklıdır; acımasız ritüeller, aşırı rekabet ve baş döndürücü cazibelerle dolu bir dünya, Justine’in saf ve idealist bakış açısını hızla zorlamaya başlar.

Okulun ilk haftalarında, geleneksel zorbalık ve kabul ritüellerinin bir parçası olarak, Justine ailesinin prensiplerinden sapmaya zorlanır. Yaşıtlarının baskısıyla ilk kez çiğ et yer ve bu deneyim, onun içinde daha önce bilmediği karanlık bir dürtüyü uyandırır. Bu ilk ihlal, Justine’in hayatında geri dönülmez bir dönüşümün başlangıcı olur.

Çiğ ete olan açlığı zamanla büyüyerek, onu korkunç bir içsel çatışmayla yüzleşmeye iter. Başta fiziksel ve psikolojik değişimlerle başlayan süreç, Justine’in davranışlarını kontrol edilemez hale getirir. Hem bedeni hem de zihni bu yeni dürtüye boyun eğdikçe, çevresindekilere zarar verme noktasına gelir.

Justine, bu beklenmedik değişimin sonuçlarıyla mücadele ederken, gerçek benliğinin ve karanlık arzularının ne olduğunu keşfetmek zorunda kalır. En büyük korkusu, insanlığını kaybetme tehdididir. Şimdi, içindeki canavarı kontrol altına alabilecek mi, yoksa tamamen ona boyun mu eğecektir?