Romanya’nın ücra bir köşesindeki izole bir manastırda genç bir rahibenin gizemli bir şekilde intihar etmesi, Vatikan’ı harekete geçirir. Olayın ardındaki sır perdesini aralamak üzere, geçmişinde karanlık izler taşıyan bir rahip ile rahibelik yemini etmesine çok az kalmış saf bir çırak manastıra gönderilir. İkili, yalnızca bir intihar vakasını değil, zamanla bu kutsal yapının duvarları arasında saklı dehşet verici bir gerçeği de ortaya çıkarmaya başlar.

Soruşturma derinleştikçe, manastırın şeytani bir varlığın etkisi altında olduğu anlaşılır. Bu varlık, korkunç bir rahibe suretine bürünmüş iblis Valak’tır. Manastırdaki huzursuz sessizlik, gitgide artan doğaüstü olaylarla bozulur. İnançları sınanan ve ruhsal dayanıklılıkları zorlanan rahip ve genç rahibe, hayatta kalmak için Valak’la yüzleşmek zorunda kalır.

Kutsallığın sığınağı olması gereken manastır, artık ölüm ve lanetin kol gezdiği bir savaş alanına dönüşmüştür. İnançla korku arasındaki bu mücadelede, kurtuluş belki de geçmişin karanlık sırlarının açığa çıkmasıyla mümkün olacaktır.