Ferit Kamacı, yıllar önce profesyonel bir boksör olma hayaliyle yanıp tutuşsa da, zaman onu başka bir yola sürüklemiştir. Artık bir boksör değil, abisinin yerine taksiye çıkıp ekmek parası kazanan sıradan bir adamdır. Ancak içinde hâlâ yanmakta olan ateşi söndürememiştir. Bir gece, abisine arabayı devrederek varoşlardaki Rita adlı gece kulübünde düzenlenen boks maçına katılmaya karar verir.

Rita, sadece içki ve müzikle değil, yasadışı boks dövüşleriyle de ünlü bir mekândır. Kulübün sahibi İlyas Kargı ise gençliğinde büyük hayaller kurmuş, ancak yıllar içinde bu hayallerin yerini hayal kırıklıkları almış bir adamdır. Genç garson kıza duyduğu karşılıksız aşk ve rahmetli karısından kalan oğlu ile kuramadığı baba-oğul bağı, onun ruhunu kemiren iki büyük yara olmuştur.

Ferit, Rita’nın açılış gecesinde ringe çıktığında herkes onun kolay lokma olacağını düşünür. Ancak o, karşısındaki profesyonel rakibini beklenmedik bir şekilde nakavt ederek gecenin en büyük sürprizini yapar. Bu olay, sadece seyircileri değil, İlyas’ı da sarsar. Ferit’in ringdeki hamleleri, İlyas’a yıllar önce kaybettiği bir şeyi—tutkusunu—hatırlatır. Ancak bu zaferin bedeli ağır olacaktır.

İlyas’ın zaten pamuk ipliğine bağlı olan dengesi, bu geceyle birlikte tamamen bozulur. İçinde biriken öfke ve hayal kırıklığı, yanlış zamanda yanlış yerde patlar. Kendisini küçümseyen, yıllardır göz ardı edenlere, hayatın ona oynadığı kötü şakalara karşı duyduğu öfke, sonunda yanlış kişiye yönelir: Ferit’in abisi Ali.

Bir yanlış anlaşılma, bir öfke patlaması ve bir anlık kontrol kaybı… Sonunda Ali, İlyas’ın ellerinde can verir.

Bu cinayet, Ferit için boksun sadece bir spor olmadığını, bazen hayatta kalma mücadelesi olduğunu kanıtlar. Artık ringdeki mücadelesi, sokaklara taşmıştır. Kardeşinin intikamını mı alacaktır, yoksa yıllardır kaçtığı hayallerine geri mi dönecektir?

Hayatın ona sunduğu bu son raundu kazanmak için Ferit’in yapması gereken şey sadece yumruk sallamak değil, kendi içindeki korkularla ve geçmişin karanlığıyla yüzleşmektir.