Tüyler ürpertici bir kimlik yolculuğu ve zihinsel çözülmenin kıyısında bir hikâye…
Psikolojik gerilim türüne kadın bakış açısından yenilikçi bir yorum getiren bu filmde, gerçeklik ve hayal arasındaki sınırlar bulanıklaşırken, izleyiciyi zihnin karanlık labirentlerinde sürükleyici bir yolculuk bekliyor. Başrollerde iki güçlü oyuncu, Monica Bellucci ve Sophie Marceau, aynı karakterin farklı tezahürlerini olağanüstü bir incelikle canlandırıyor.

Yazar Jeanne, geçmişine dair bir şeylerin yanlış olduğunu sezmeye başlar. Evinde, çevresinde, aynada gördüğü suretinde bile bir tuhaflık vardır. Eşyaların yeri değişmiştir, annesi artık bambaşka biri gibi davranmakta, çocuklarının yüzleri yabancılaşmaktadır. Bu tuhaflıklar giderek artar ve Jeanne, zihninin kendisine oyun oynadığını düşünmeye başlar. Ta ki bir fotoğraf bulana kadar.

Bu fotoğraf onu İtalya’ya, çocukluğuna ve gizli kalmış aile sırlarına götürür. Jeanne burada, geçmişin izlerini sürerken bir kadının peşine düşer. Ancak işler beklenmedik bir biçimde karmaşıklaşır. Çünkü takip ettiği kadın, aslında kendisinin başka bir versiyonudur. Jeanne, fiziksel ve zihinsel olarak dönüşmeye başlar — bedeninde, yüzünde, davranışlarında bambaşka biri belirmeye başlar: O kadın.

Bu dönüşüm, sadece bir kimlik değişimi değil; bilinçaltına gömülmüş travmaların, bastırılmış arzuların ve saklanan gerçeklerin bir tezahürüdür. Film, izleyiciyi bir bedenin iki ruhu arasında kalmış, sarsıcı bir keşif hikâyesine davet ederken, kadın kimliğini, hafızayı ve zaman algısını sorgulatıyor.

Yönetmen Marina de Van, daha önceki filmi Dans ma peau’da olduğu gibi, bedenin sınırlarını ve zihnin kırılganlığını yine kadın perspektifinden işliyor. Gerilim, korku ve psikanalitik çözülmenin iç içe geçtiği Don’t Look Back, Cannes Film Festivali resmi seçkisine de girerek sinema dünyasında önemli bir iz bırakıyor.

Gerçekten kaçabilir misin?
Yoksa sonunda, kim olduğunu bilmediğin bir yüze mi dönüşeceksin?