Yakın geleceğin teknolojiyle örülü, karanlık dünyasında geçen hikayede, eşi trajik bir şekilde hayatını kaybeden yaslı bir dedektif, insan kaçakçılığı ve karaborsada yapay insan ticareti yapan acımasız bir suç şebekesinin izini sürer. Ancak bu sadece sıradan bir soruşturma değildir; zira yakalanması gerekenler, insan görünümünde tasarlanmış, neredeyse ayırt edilemeyen yapay varlıklardır.

Dedektifin, bu mücadelede yanında olması için görevlendirilen yapay insan, görünüşte yalnızca bir yardımcıdır. Ancak dedektif, karısının kaybını bir türlü kabullenememiştir ve yapay insanın, merhum karısının davranış kalıplarıyla programlanmasını gizlice sabote ederek onun içine sızmaya, gerçek amacını saklayarak kendi planını yürütmeye başlar.

Zaman ilerledikçe, yapay insan ile arasında karmaşık bir bağ oluşur. Gerçek ile sentetik, geçmiş ile şimdi arasındaki sınırlar bulanıklaşırken, dedektif sadece çevresindeki komploları değil, kendi aklını ve anılarının doğruluğunu da sorgulamak zorunda kalır. Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, hakikatin yapay gerçeklikle iç içe geçtiği bu dünyada, dedektifin yüzleştiği sorular onu insan olmanın anlamını yeniden keşfetmeye zorlar.