Film, spor fanatizminin nasıl bir takıntıya dönüşebileceğini ve bunun tehlikeli sonuçlarını ele alıyor. Gil Renard, özel hayatında giderek daha fazla sorun yaşayan, bıçak satıcılığı yapan sıradan bir adamdır. Karısı ondan uzaklaşmış, oğlu ile ilişkisi kopma noktasına gelmiştir. Hayattaki en büyük tutkusu ise beyzboldur. Özellikle San Francisco Giants takımının yeni transferi Bobby Rayburn’e karşı büyük bir hayranlık beslemektedir.

Ancak Bobby, transfer olduktan sonra beklediği gibi bir başlangıç yapamaz. Onun için kutsal olan 11 numaralı forma, başka bir oyuncu tarafından giyildiği için 33 numara verilir. Bobby başarısızlığını buna bağlayarak stres altına girerken, Gil ise onun kariyerini kurtarabileceğine inanarak akıl almaz bir saplantıya kapılır. Bobby’nin düşüşünü engellemek ve ona olan bağlılığını kanıtlamak için tehlikeli bir yola giren Gil, masum bir hayranlıktan, ölümcül bir takıntıya doğru sürüklenir.

Film, bir taraftarın sevgiyle başlayan hayranlığının, paranoyaya ve şiddete nasıl evrilebileceğini etkileyici bir şekilde gözler önüne seriyor. Aksiyon ve dramın iç içe geçtiği yapım, Robert De Niro’nun çarpıcı performansıyla fanatizmin karanlık yönünü çarpıcı bir şekilde işliyor.