Yedi yıl boyunca, BASE jumping gibi aşırı bir spora tutkulu üç çift, aşkı ve hayatı sınırlarında test eder. Her atlayış, onları hem fiziksel hem de duygusal olarak daha derin bir sınava tabi tutarken, risk almak onları birbirine bağlayan tek şeydir. Göz alıcı manzaralar altında, hayatlarını tehdit eden tehlikelerle başa çıkarken, çiftler arasındaki bağlar hem güçlenir hem de yer yer kırılganlaşır.

Her biri farklı geçmişlere ve kişisel travmalara sahip olan bu üç çift, adrenalin bağımlılığı içinde, yalnızca sporun değil, aynı zamanda birbirlerine duydukları aşkın ve sadakatin de sınırlarını zorlar. Kendilerini bir arada tutan şey, her anı birlikte yaşama tutkusu, ama aynı zamanda başlarını her zaman tehlikeye atmalarının ve ölümle yüzleşmelerinin onlara sunduğu karmaşık duygulardır.

Bir yanda ölüm korkusu, diğer yanda yaşama sevinci; bir yanda geçmişin gölgeleri, diğer yanda geleceğe dair belirsiz umutlar. Her jump, birbirlerine olan güvenlerini ve aralarındaki bağlılığı test ederken, aynı zamanda ne kadar ileri gidebileceklerini de sorgularlar. Gerçek anlamda hayatta kalma mücadelesi, sevgi ve korku arasındaki ince çizgide yürümekle ilgilidir.

Daha yüksek uçurumlar, daha zorlu atlayışlar ve daha derin duygusal çatışmalar, bu üç çiftin, hem birlikte hem ayrı olarak kendi hayatlarında hangi yolculuğa çıkacaklarına karar vermelerini zorlaştırır. Bu spor, onları sadece fiziksel olarak değil, duygusal olarak da en uç noktalara taşır ve sonunda hangi ilişkinin hayatta kalacağı, en son atlayışın ardından belli olacaktır.