Douglas Quaid, sıradan bir işçi olarak hayatını sürdürürken, her gece rüyalarında Mars gezegenine yapılan sanal yolculuklar görmektedir. Bu rüyalar, onun bilinçaltında Mars’a dair derin bir arzu ve merak uyandırmıştır. Quaid, Mars'ta bir tatil yapmayı hayal eder ve bu hayalini gerçekleştirmek için bir şirketten anı transferi yoluyla Mars gezegenine sanal bir tatil satın alır.

Anı transferi sırasında, bir şeyler ters gider ve Quaid’in deneyimi beklenmedik bir şekilde değişir. Bir anda kendini sadece sanal değil, gerçek bir Mars yolculuğunda bulur. Mars’taki bu sanal tatil, bir dizi karmaşık olayın tetikleyicisi olur. Quaid, kendini bir anda gizli bir ajan olarak bulur ve Mars’ın acımasız lideri Coogan ile karşı karşıya gelir.

Mars'ta geçirdiği bu süre, onun gerçek ile hayal arasındaki sınırda sıkışmasına neden olur. Gerçeklerin ve hayallerin birbirine karıştığı bu durumda, Quaid'in kim olduğunu ve hangi tarafı destekleyeceğini anlaması gerekmektedir. Mars'taki kaos ve tehlikeler, Quaid’i hem fiziksel hem de zihinsel olarak sınar.

Quaid, bu karmaşık durumdan çıkış yolunu bulmak zorundadır. Gizli ajan olarak geçirdiği süre boyunca, Mars’ın politik ve güç dengeleri içinde kaybolmamak için mücadele eder. Bu süreçte, hem gerçek hem de sanal dünyanın karmaşıklığı ile başa çıkmak zorundadır.

Film, gerçeklik ve sanal gerçeklik arasındaki sınırları araştıran, aksiyon dolu bir bilim kurgu hikayesidir. Quaid'in Mars'taki bu zorlu yolculuğu, onun hem kişisel hem de dışsal bir mücadeleye girişmesini sağlar. Gerçekle hayalin iç içe geçtiği bu dünyada, Quaid’in hem hayatta kalma hem de kimliğini keşfetme mücadelesi öne çıkar.