Bir aile, şehirden uzaklaşarak huzurlu bir tatil yapmak amacıyla tenha bir adaya gider. Deniz kenarındaki bu izole kaçamak, başlangıçta hayal ettikleri gibi doğayla iç içe, sakin bir deneyim sunar. Ancak, adanın karanlık sırrı hızla gün yüzüne çıkar: Burada bir seri katil yaşamaktadır.

İlk başlarda garip olaylar sıradan kazalar ya da tesadüfler gibi görünse de, ailenin etrafında oluşan tuhaflıklar artmaya başlar. Kamp malzemelerinin kaybolması, ormanda duyulan ayak sesleri ve kimseye ait olmayan gölgeler, adada yalnız olmadıklarını hissettirir. Ne yazık ki, gerçek çok geçmeden tüm çıplaklığıyla ortaya çıkar: Seri katil, onların peşindedir.

Aile, hem hayatta kalmak hem de katili alt etmek için birlikte hareket etmek zorundadır. Ancak, adanın sınırlı kaçış yolları ve iletişim imkânlarının olmaması, onları tamamen yalnız ve çaresiz bırakır. Her biri hayatta kalmak için kendi sınırlarını zorlamak zorunda kalırken, aynı zamanda birbirlerine olan güvenlerini de test ederler. Adanın tarihine dair buldukları ipuçları, bu tehlikenin geçmişte başka kurbanları da olduğunu ve katilin bu izole bölgede kusursuz bir av düzeni kurduğunu ortaya çıkarır.

Ailenin hayatta kalma mücadelesi, sadece fiziksel bir savaş değil, aynı zamanda zekâ, cesaret ve birliktelik sınavına dönüşür. Ancak, adanın karanlık geçmişi ve katilin zekâsı karşısında, herkesin gücü yeterli olmayabilir. Adada yaşanan bu kabus, ailenin yalnızca tatilini değil, tüm hayatlarını geri dönülmez bir şekilde değiştirecektir.