Lakeview Terrace'ta bir genç çift, hayallerindeki evlerine yeni taşınmışlardır. Ancak, bu yeni başlangıçları huzur içinde bir yaşam yerine, beklenmedik bir kabusa dönüşür. Çünkü, yan komşuları, genç çiftin ırkı nedeniyle onlara karşı açıkça düşmanca bir tutum sergilemektedir.

Yan komşu, katı bir polis memuru olan ve çocuğunu tek başına yetiştiren LAPD memurudur. Komşularını korumak ve mahalleyi huzurlu tutmak amacıyla, gece devriyesi yapar ve çevredeki güvenliği sağlamaya çalışır. Ancak, bu iyi niyetli gözetleme, çiftin üzerinde sürekli bir baskı ve rahatsızlık yaratır.

Bu polis memuru, genç çifti giderek daha fazla rahatsız etmeye başlar. Her ne kadar mahalledeki diğer insanlara huzur getirmeyi amaçlasa da, çiftin hayatına müdahale eder, onların mahremiyetini ihlal eder ve ırkçı tavrı nedeniyle onların yaşamlarını zindan eder.

Genç çift, polis memurunun bu rahatsız edici ve haksız tutumuna karşı kendilerini koruma yoluna gider. Bu durum, ikili arasında bir çatışma yaratır ve gerginliği artırır. Çift, polis memuruna karşı koymaya başlar, bu da iki taraf arasında giderek artan bir gerilim ve karşılıklı saldırıya yol açar.

Olaylar bir trajediyle sonuçlanır. Çiftin ve polis memurunun arasındaki çatışma, hem kişisel hem de toplumsal düzeyde büyük bir yıkıma yol açar. Bu trajik son, karakterlerin, toplumsal önyargıların ve güç dinamiklerinin ne kadar karmaşık ve tehlikeli olabileceğini gözler önüne serer.

"Lakeview Terrace: Komşu Çatışması", ırkçılığın ve güç dengesizliklerinin bireylerin hayatlarını nasıl etkileyebileceğini, komşuluk ilişkilerinin ne kadar hassas ve kırılgan olabileceğini ele alır. Film, izleyicilere, toplumsal önyargıların ve adaletsizliklerin ne kadar yıkıcı olabileceğini düşündüren, gerilim dolu ve dramatik bir öykü sunar.