Film, Beşiktaş'la iç içe geçmiş bir yaşamın öyküsünü gözler önüne seriyor. Fikret Orman, Metin Tekin, Ali Gültiken, Feyyaz Uçar, Ricardo Querasma ve diğer önemli futbol isimlerinin tanıklıklarıyla, emektar malzemeci Süreyya Soner’in hikayesi, Beşiktaş'ın simge isimlerinden biri haline dönüşmesinin ardındaki gerçekleri anlatıyor.

Süreyya Soner, yıllarca Beşiktaş camiasının vazgeçilmez bir parçası olarak, hem futbolun hem de şehrin hızla değişen dinamikleri içinde, geçmişi simgeleyen değerleri yaşatmaya devam ediyor. Filmde, Süreyya’nın yalın insanlığı, endüstriyel futbol çağının ortasında, Beşiktaş’ın asırlık değerleriyle nasıl iç içe geçtiği, şehrin ve futbolun ruhunu nasıl temsil ettiği ele alınıyor.

Beşiktaş’ın tarihi, tutkulu taraftarları ve kültürel mirasıyla özdeşleşmiş bir kimliğe ulaşmasında, Süreyya Soner'in özverili çalışmaları ve dürüstlüğü önemli bir rol oynuyor. Film, modernleşen şehir yaşamının ve futboldaki endüstriyel dönüşümün ortasında, geçmişin unutulduğu ya da kaybolduğu düşünülen değerlerin hala canlı ve etkileyici olabileceğini izleyiciye hatırlatıyor. Süreyya'nın hikayesi, bir yandan Beşiktaş’ın kültürünü ve geleneklerini korurken diğer yandan da bu değişim rüzgarlarına ayak uydurabilen, yalın ve gerçek bir insan portresi çiziyor.

Sonuç olarak, film, Beşiktaş camiasına dair nostaljik bir bakış açısı sunarken, aynı zamanda sporun ve şehrin tarihsel gelişimine dair derin bir yorum getiriyor. Süreyya Soner’in öyküsü, Beşiktaş’ın değerleriyle bütünleşmiş, zamana meydan okuyan bir efsaneyi ortaya koyuyor.