Yıllar önce kaçarak uzaklaştığı baba evine, senelerdir görmediği babasıyla ilgili önemli bir haber üzerine geri dönen Nisan, kızı ve eşiyle birlikte eski köşke adım attığında, geçmişin karanlık gölgeleri bir kez daha üzerine çöker. Babasının ani kayboluşu ve köşkteki garip olaylar, Nisan’ın içini tedirgin etmeye başlar. Evin her köşesinde geçmişin izleri, ürkütücü anılar ve çözülmemiş sırlar onu beklemektedir.

Bir yandan, babasının kayboluşunu araştıran polis memurunun sürekli sorgulamaları Nisan’ı sıkıştırırken, bir yandan da köşkte yaşanan tuhaf olaylar kafasını karıştırır. Evin içindeki tuhaf gürültüler, karanlık köşelerde beliren gölgeler ve gizemli işaretler, sanki ona geçmişte kaçtığı karanlık bir sırrı hatırlatmaya çalışmaktadır.

Nisan, babasının en büyük eseri olan ve köşkün salonunda asılı duran tabloya her baktığında huzursuz hisseder. Resimdeki kadının gözlerindeki karanlık, sanki tüm gerçeği saklamaktadır. Babasının bu tabloyu yaparken neyi sakladığını ve kadının kim olduğunu çözmeden evden çıkamayacağını anlar.

Geçmiş kabusları geri dönerken, Nisan, köşkte saklı olan sırları çözmek zorundadır. Kendisi ve ailesinin güvenliği tehdit altındadır ve bu gizemli resim, her şeyi açığa çıkarabilecek tek anahtardır. Kızını ve eşini korumak için, Nisan geçmişin karanlık yüzüyle yüzleşmek, babasının gerçek hikayesini ve köşkün ardındaki gizemi aydınlatmak zorundadır. Ama bu sır, düşündüğünden çok daha büyük ve korkunçtur.