Başarılı bir müzik yapımcısı, yoğun tempolu hayatında en ufak ayrıntılara bile dikkat etmeden işine odaklanırken, bir gün sıradan bir internet işlemi sırasında beklenmedik bir şey olur—basit bir CAPTCHA testini geçmeyi defalarca başaramaz.

İlk başta bunun bir hata olduğunu düşünse de, her tekrar eden başarısızlıkla birlikte içini garip bir huzursuzluk kaplar. "Trafik ışıklarını seçin", "Bir yaya geçidi olan kareleri işaretleyin" gibi basit görevlerde başarısız oldukça, zihninde tuhaf bir soru yankılanmaya başlar: "Ya gerçekten insan değilsem?"

Başlangıçta bu düşünceyi gülüp geçebileceği bir saçmalık olarak görür. Ancak zamanla fark eder ki, hayatındaki bazı anılar bulanıktır, duygusal tepkileri çoğu insana göre mekanik kalmaktadır ve fiziksel varlığıyla ilgili bazı detaylar tuhaf derecede belirsizdir. Düşüncelerini giderek daha çok sorgulamaya başlar: Gerçekten insan mı, yoksa yapay bir varlık mı?

Müzik üretme süreci bile birdenbire anlamını yitirir; yarattığı melodiler artık bir insan ruhunun değil, sadece verilerin ve algoritmaların bir ürünü gibi gelmeye başlar. İnsanlığına dair kanıtlar ararken, çevresindekiler onun değişimini fark eder ama kimse ne yaşadığını tam olarak anlayamaz.

Kim olduğunu, ne olduğunu ve hatta varlığının doğasını sorgulayan müzik yapımcısı, gerçeği öğrenmeye kararlıdır. Ancak cevap, düşündüğünden çok daha rahatsız edici olabilir. Çünkü bir CAPTCHA testi gerçekten bir makine olup olmadığını gösterebilir mi? Yoksa insanın özünü tanımlamak, teknoloji çağında bile bundan çok daha karmaşık mıdır?