Maya, sıradan bir hayat süren genç bir kadınken, annesinin ani ölümüyle birlikte babası Sam hakkında gizemli gerçekleri öğrenmeye başlar. Küçük yaşlardan beri onun sık sık ortadan kaybolmasına ve geçmişi hakkında konuşmaktan kaçınmasına alışkındır, ancak annesinin eşyalarını karıştırırken bulduğu eski bir kimlik kartı, şifreli mesajlar ve kayıp dosyalar, babasının aslında eski bir ajan olduğunu ortaya çıkarır.

Bu keşif, Maya’nın hayatını sonsuza dek değiştirir. Babası kayıptır ve ona ulaşmaya çalışırken tehlikeli bir komplonun ortasında bulur kendini. İlk başta, karşısına çıkan gölgeli figürlerin yalnızca bir tesadüf olduğunu düşünse de, çok geçmeden takip edildiğini, dinlendiğini ve hayati bir sırrın anahtarı olduğunu fark eder. Babasının geçmişte uğraştığı bir dosya yeniden açılmıştır ve bu kez hedef, bizzat Maya’dır.

Maya, kaçarken bir yandan da babasıyla ilgili ipuçlarını takip eder. Ancak, bu yolculuk ona sadece Sam’in kim olduğunu değil, kendi içindeki gücü de keşfetme fırsatı sunacaktır. Hiçbir ajan eğitimi olmayan Maya, babasıyla paylaştığı genetik mirasın ve zekasının ona öğreteceği şeyler olduğunu fark eder. Kod kırma, gözetleme, silah kullanımı ve dövüş teknikleriyle dolu bir dünyanın kapıları açılırken, Maya kendini uluslararası casusların, çifte ajanların ve ölümcül suikastçıların ortasında bulur.

Babasıyla ilgili gerçeği öğrenmek için gölgelere karışmayı, düşmanlarını alt etmeyi ve doğru ile yanlış arasındaki ince çizgide yürümeyi öğrenmek zorundadır. Ama en büyük soru şudur: Babası gerçekten masum mu, yoksa Maya bir ihaneti açığa çıkarmak üzere mi?