Kendi kişisel gündeminin peşinden giden idealist ama gizemli bir öğretmen, görev yaptığı ıslah evinde farklı nedenlerle suç işlemiş gençlerle ilgilenmektedir. Hayattan umudunu kesmiş, topluma yabancılaşmış bu ergenlerin her biri ayrı bir yara taşımaktadır. Öğretmen, bu gençlerin içlerindeki potansiyeli fark eder ve onları alışılmadık bir yola yönlendirir: Japonya’da düzenlenen prestijli bir kar heykeli yarışmasına katılmak.

Başta hepsi bu fikre alaycı yaklaşır. Kimisi kaçmayı planlar, kimisi bu yarışmanın sadece bir ceza uzantısı olduğunu düşünür. Ancak zamanla, aralarındaki rekabet, işbirliğine ve dostluğa dönüşmeye başlar. Ellerinde sadece sınırlı kaynaklar, eski araç-gereçler ve çok az zaman vardır. Fakat öğretmenleri, sanatı bir ifade biçimi olarak kullanarak onlara sadece heykel yapmayı değil, aynı zamanda kendilerini tanımayı, öfkeyi şekillendirmeyi ve geçmişleriyle yüzleşmeyi de öğretir.

Her bir gencin geçmişi, yaptığı heykelle bir şekilde ortaya çıkar. Yarışmaya yaklaştıkça grup sadece bir ekip değil, bir aile haline gelir. Ancak öğretmenin bu yarışma ile ilgili gizli bir planı da vardır: yıllar önce kendi kardeşini kaybettiği olayın failiyle bağlantılı olan başka bir ekibin yarışmaya katıldığını öğrenmiştir. Bu yolculuk, yalnızca gençler için değil, öğretmenin kendi geçmişiyle yüzleşmesi için de bir fırsattır.

Film; rehabilitasyon, sanatla iyileşme, kolektif ruh, geçmişin yaraları ve affetmenin zorluğu gibi temaları işlerken, Japon kar festivallerinin görsel büyüsü ve insan hikayeleriyle zenginleşir. Finalde yarışmanın sonucu ne olursa olsun, bu yolculuk hepsinin hayatında onarıcı bir kırılma noktası olur.