Film, CIA tarafından denizaltında hapsedilen talihsiz bir ajanın dramatik kaçış mücadelesine odaklanıyor. Bu denizaltı, suyun derinliklerinde, gün yüzüne çıkması neredeyse imkansız olan bir cezaevi olarak tasarlanmıştır. Burada, ajan yalnızca düşmanları tarafından değil, aynı zamanda bu kapalı ve klostrofobik ortamın getirdiği psikolojik zorluklarla da mücadele etmek zorundadır.

Ajan, CIA tarafından burada hapsedilmesinin nedenlerini sorgularken, bir yandan da bu durumun arkasında kimlerin olduğunu anlamaya çalışır. Kendisini hapsedenlerin kimler olduğunu ve bu komplonun nedenini çözmek, kaçış planını oluşturmasında kritik bir rol oynar. Bu esnada, ajan denizaltının karmaşık yapısını ve güvenlik sistemlerini incelemeye başlar. Her adımı dikkatlice hesaplaması gereken ajan, en küçük bir hata yapma lüksüne sahip değildir, çünkü başarısızlık, hayatına mal olabilir.

Denizaltıdaki düşmanlar, ajanın her hareketini izlerken, ajan hem fiziksel hem de zihinsel bir savaş vermektedir. Zekasını ve eğitimini kullanarak, bu son derece tehlikeli ortamda hayatta kalmak için sürekli tetikte olmalıdır. Kaçış planı yalnızca bir çıkış yolu bulmakla sınırlı değildir; aynı zamanda ajan, kendisini burada tutanların kim olduğunu ve ne amaçladıklarını öğrenmek zorundadır. Bu bilgi, onun hem kendi özgürlüğüne kavuşması hem de büyük bir komplonun önüne geçmesi için hayati önem taşır.

Denizaltı gibi izole bir ortamda, zaman ajanın aleyhine işlerken, her saniye onun için kritik hale gelir. Kaçış planını adım adım hayata geçirirken, düşmanlarına karşı stratejik hamleler yapmak zorundadır. Bu süreçte, ajan hem kendi içsel korkularıyla yüzleşir hem de dış dünyaya yeniden kavuşma umuduyla, dayanıklılığını test eder. Film, ajanın bu yoğun ve tehlikeli yolculuğu sırasında karşılaştığı engelleri, yaptığı fedakarlıkları ve nihayetinde özgürlüğe kavuşma mücadelesini ayrıntılı bir şekilde işler.