Chris, önemli bir iş toplantısına yetişmek üzere aceleyle yola koyulmuştur. Trafikteki yoğunluk ve yolda yapılan çalışmalar nedeniyle planladığı rotayı terk eder ve navigasyonun da önerdiği bir kestirme yola sapar. Yol, başlangıçta tenha ve güvenli görünmektedir. Bu arada, yol kenarında araçları arızalanmış halde duran altı genç, ne yapacaklarını bilmez bir hâlde yardım beklemektedir.

Chris hızla ilerlerken, aracının lastikleri aniden patlar ve direksiyon hâkimiyetini kaybederek gençlerin aracına çarpar. Kaza sonrası hepsi bir arada, iletişim kuramayacakları kadar tenha, ıssız bir bölgede mahsur kalırlar. Panik ve karmaşa içinde bir çözüm arayan grup, yakında bir kulübe olduğunu fark eder. Bir cep telefonu sinyali bulma umuduyla, gençlerden dördü kulübeye doğru yürürken, kalan iki kişi araçların başında beklemeye karar verir.

Kulübeye yaklaştıkça, ortam giderek daha da tuhaf bir hâl alır. İçeride avcılara ait kimi eşyalar — paslı kapanlar, tüylerle süslenmiş bıçaklar, kürkler ve eski fotoğraflar — bulunur. Bu izler, buranın sıradan bir avcının dinlenme yeri olmadığını açıkça ortaya koyar. O anda, grubun içinden biri arabalarının lastiklerinin neden patladığını fark eder: Yolun belli bir noktasına ustalıkla yerleştirilmiş çivili tel tuzaklar vardır. Bu bir kaza değil, bilinçli bir pusudur.

Endişe büyürken, araçların başında kalan iki arkadaşlarıyla bir türlü iletişime geçemezler. Geri döndüklerinde ise onları ne aracın başında ne de çevrede bulurlar. Yalnızca yerde sürüklenme izleri, parçalanmış birkaç eşya ve kan damlaları vardır. Gençler, artık başlarına gelenin sıradan bir arıza veya yardım gecikmesi olmadığını anlarlar.

Chris ve gençler, hem karanlık ormanda yolunu kaybetmemeye hem de görünmeyen bir düşmandan kurtulmaya çalışırken, kulübede buldukları bazı ipuçları onları bu bölgedeki karanlık geçmişe, kaybolan insanlara ve gizli bir avcılık ritüeline götürür. Şimdi, hayatta kalmak için zamana, birbirlerine ve akıllarına güvenmekten başka çareleri yoktur… çünkü artık onlar av değildir, birer hedef hâline gelmişlerdir.