West Virginia'nın sisli ormanlarıyla çevrili küçük bir kasabasında her yıl Cadılar Bayramı'na özel olarak düzenlenen Mountain Man Festivali, yerel halk ve turistler için yılın en büyük etkinliğidir. Geleneksel kıyafetlerin, maskelerin ve korku hikâyelerinin eşlik ettiği bu renkli kutlama, müzik, ışık ve eğlence dolu bir gece vadediyordur. Üniversiteden yeni mezun olmuş bir grup genç, bu yılki festivali kaçırmamak için uzun bir yolculuk yaparak kasabaya gelir. Neşeyle başlayan gece, kalabalık içinde kaybolan kahkahalar, kamp ateşi etrafında anlatılan korku hikâyeleri ve ormanlık alanlarda düzenlenen gece yürüyüşleriyle devam eder.

Ancak festivalin tam ortasında, orman derinliklerinde nesillerdir gizlenen korkunç bir aile uyanır. Doğuştan yamyam olan, akıl almaz derecede bozulmuş bu aile, kasabanın dışında terk edilmiş bir bölgede izole bir şekilde yaşamaktadır. Mountain Man Festivali'nin gürültüsü ve kalabalığı, onların dikkatini çeker. Geçmişte yaşadıkları travmalar ve toplumdan dışlanmışlıkları, onları karanlık bir öfkeye sürüklemiştir.

Kostümler içindeki kalabalık, kimin gerçek, kimin maske taktığını ayırt etmeyi imkânsız hale getirirken, bu korkunç aile sinsice planlarını uygulamaya koyar. Kurbanlarını seçerler: festivalin heyecanına kapılmış, tehlikeyi fark etmekte geç kalan üniversiteli gençler. Gece ilerledikçe ışıklar söner, müzik susar ve festival bir kabusa dönüşür.

Gençler ormanın derinliklerine doğru kovalanırken, masum bir kutlama vahşi bir hayatta kalma mücadelesine dönüşür. Her biri korkuyla sınanırken, gerçek maskelerin festival kostümlerinin altında değil, insan doğasının en karanlık köşelerinde saklı olduğunu fark ederler.

Bu kanlı festival, her yıl yapılan eğlenceli bir etkinlik olmaktan çıkar; bu sefer kasabanın tarihine gömülen unutulmaz bir dehşet gecesine dönüşür.