Ray, sıradan bir yaşam süren, sessiz ve içine kapanık bir adamdır. Karısı onun dünyadaki tek sığınağı, tek anlamı olmuştur. Ancak bir gün, tesadüfen öğrendiği acı bir gerçekle yıkılır: karısı onu başka bir adamla aldatmaktadır. Bu ihanet, Ray’in içinde zaten sönmeye yüz tutmuş olan yaşam kıvılcımını tamamen söndürür. Günlerce evinin karanlık köşelerinde suskun oturur, yemek yemez, kimseyle konuşmaz. Giderek içine çöken bu boşluk, sonunda onu kaçınılmaz bir karara götürür: yaşamanın bir anlamı kalmamıştır. Kendini öldürmeye karar verir.

Bir gece, tabancasını alıp eski bir otelin çatı katına çıkar. Şehir sessizdir. Parmakları tetiğe yaklaşırken, tam da o anda telefon çalar. Arayan kişi, Ray’in kim olduğunu, nereye gittiğini, hatta ne yapmayı planladığını bilmektedir. Bu gizemli kişi ona alışılmışın çok dışında bir teklifte bulunur: "Kendini öldürmek istiyorsan, önce bizim için bir iş yap. Karşılığında para, saygı, hatta bir anlam kazanabilirsin."

Ray önce şüpheyle yaklaşır ama sesi tanımadığı bu adam, onun kırılganlığını ve öfkesini neredeyse tüyler ürpertici bir hassasiyetle okur gibidir. Aylardır ilk kez biri onu ciddiye almış, varlığını önemsemiştir. Uğruna yaşayacak bir şey kalmamışken, bir anlamda uğruna ölebileceği bir görev verilmiştir.

İşi kabul eder. Yeni hayatı geceleri karanlık sokaklarda dolaşmak, isimsiz adreslere gitmek, tanımadığı insanlarla tehlikeli buluşmalar yapmakla geçmeye başlar. İlk başta görev basittir: gözetlemek, bilgi toplamak, mesaj taşımak. Fakat zamanla, işin rengi değişir. Ray kendini suçla iç içe, karanlık bir dünyanın tam ortasında bulur. Giderek daha fazla şiddetin içine çekilirken, geçmişindeki acılarla yüzleşmeye, kendi karanlığını tanımaya başlar.

Bir yanda ona görevler veren gizemli kişiyle kurduğu tuhaf bağ, öte yanda kendi içindeki pişmanlıklar ve hâlâ tam olarak silinmeyen karısına duyduğu sevgi arasında sıkışır kalır. Her geçen gün, yaptığı seçimin onu hayata mı bağladığı yoksa sadece daha derin bir uçuruma mı sürüklediği sorusu zihnini kemirir.

Ray artık bir görev adamı değildir yalnızca; geçmişiyle, vicdanıyla, insanlığıyla hesaplaşan bir adamdır. Hayata geri döndüğünü sanmışken, belki de daha önce hiç inmediği kadar derin bir karanlığın içine düşmektedir.