Akut agorafobi hastası olan profesyonel oyuncu Hana, oyununu geliştiren yeni bir ekipman aldığında, bunun aklını mı okuduğunu yoksa onu kontrol edip etmediğini merak etmeye başlar. Hana, evinin güvenli sınırları içinde yaşamaya alışmış ve dış dünya ile bağlantısını büyük ölçüde koparmıştır. Ancak bu yeni ekipman, onun zihninin derinliklerine nüfuz ederek, gerçek ile sanal arasındaki çizgiyi bulanıklaştırır. Kendi korkularıyla yüzleşmek zorunda kalan Hana, ekipmanın etkisi altında giderek paranoyak hale gelir. Gerçeklik algısı sarsıldıkça, Hana hem oyun dünyasında hem de gerçek hayatta kontrolü yeniden ele geçirme mücadelesine girişir. Kendi zihninin labirentinde gezinirken, bu ekipmanın arkasındaki gizemi çözmek ve akıl sağlığını korumak için zorlu bir yolculuğa çıkar.