Adattu ailesinin evlatlık oğlu Marco, küçük yaşta sokaklardan kurtarılıp bu varlıklı ve güçlü aile tarafından sevgiyle büyütülmüştür. Adattu ailesinin gerçek oğlu olan Felix, Marco’nun tek kardeşi ve en yakın dostudur. Birlikte büyümüş, birbirlerinin sırdaşı ve destekçisi olmuşlardır.

Ancak bu huzurlu yaşam, bir gece Felix’in vahşice katledilmesiyle sonsuza dek değişir. Cesedi, Adattu ailesinin malikanesinin yakınlarında bulunduğunda, Marco’nun kalbine tarifsiz bir acı saplanır. Kardeşinin ölümünü kabul edemeyen Marco, adalet arayışına girer. Ancak bu yolculuk, adaletin çok ötesinde, intikamın karanlıklarına doğru bir yolculuk olacaktır.

Marco’nun araştırmaları, Felix’in ölümünün ardında karmaşık ve karanlık bir komplo olduğunu ortaya çıkarır. Adattu ailesinin rakipleri, Felix’i öldürmekle yetinmemiş, Marco’yu da bir piyon olarak kullanmaya çalışmıştır. İhanet, yalnızca dışarıdan değil, içeriden de gelmektedir.

Her adımda, daha büyük bir ihanet ve acı ile karşılaşan Marco, kendi insanlığı ile intikam arzusu arasında sıkışıp kalır. Felix’in katillerini bulmak için karanlık bağlantılara girer, yeraltı dünyasının en acımasız figürleriyle yüzleşir. Fakat her seferinde, gerçeklerin katmanları daha da karmaşık bir hale gelir.

Marco, hem bedenini hem de ruhunu yaralayan bu kanlı yolculukta, sevdiklerini korumak adına her şeyini feda etmek zorunda kalır. Kaybettiklerinin ağırlığı altında ezilirken, kendi içindeki karanlıkla da savaşmak zorunda kalır.

Ancak bu intikam arayışı, onu yalnızca düşmanlarına karşı değil, aynı zamanda kendi geçmişine ve kimliğine karşı da bir savaşa sürükler. Gerçekleri öğrendikçe, Felix’in ölümünün ardındaki sır perdesi kalkmaya başlar.

Sonunda, Marco’nun karşısına çıkan gerçek, intikamın aslında ne kadar zehirli bir yol olduğunu gösterecektir. Fakat her şeye rağmen, Felix’in anısını onurlandırmak adına sonuna kadar gitmeye kararlıdır.

Bu destansı ve trajik hikaye, kardeşlik, ihanet, kayıp ve affetme üzerine bir insanlık sınavıdır.