Bir türlü düzenli bir işe girememiş, elini neye atsa başarısız olmuş Onur, bu yüzden uzun zamandır gönlünü kaptırdığı Keriman ile evlenememiştir. Hayat ona pek güler yüz göstermemiştir; ta ki bir gün, mahallenin yıllardır sevilen muhtarı olan dayısının felç geçirmesiyle, beklenmedik bir şekilde muhtarlık koltuğuna oturmak zorunda kalana dek. Onur için bu, hem bir fırsat hem de büyük bir sınavdır.

Ancak mahalle halkı bu ani değişiklikten hiç memnun değildir. Onur'u ciddiye almazlar, hatta onun mahalle işlerini yüzüne gözüne bulaştıracağından emindirler. Ama Onur’un aklına koyduğu bir şeyi kolay kolay bırakacak hali yoktur. En yakın arkadaşlarıyla birlikte bir plan yapar: Ne olursa olsun bu görevi sürdürecektir! Komik ve bol olaylı girişimleri, mahalleliyle olan sıcak-soğuk ilişkileri kısa sürede tam bir curcunaya döner.

Bu sırada mahalleye yeni taşınan içine kapanık ve garip Talat ile tanışır. Onur, kendisini Talat’a bir tür "hayat hocası" olarak atar ve ona "gerçek mahalle yaşantısını" öğretmeye başlar. Fakat Onur Talat'a bir şeyler öğretmeye çalışırken, aslında kendisinin de hayatla, sorumlulukla ve sevgiyle ilgili çok şey öğrenmesi gerektiğini fark eder.

Hem kahkaha dolu hem de yüreğe dokunan bu hikâye, bir baltaya sap olamayan bir gencin nasıl mahallenin en sevilen ismine dönüşebileceğini ve bazen en büyük değişimin, en küçük adımlarla başladığını anlatıyor.