Çar II. Nikola, yüzyıllardır süregelen Romanov Hanedanı'nın son hükümdarıdır. Ancak onun yönetimi, çalkantılı bir döneme denk gelmiştir. 20. yüzyılın başlarında Rusya, açlık, sefalet ve sosyal adaletsizlikle boğuşmaktadır. Halk, savaşlar ve ağır vergiler altında ezilirken, Çar II. Nikola’nın lüks içinde sürdürdüğü yaşam ve halkın ihtiyaçlarına karşı duyarsızlığı, onu tahtını kaybetmeye götüren felaketlerin zeminini hazırlar.

Nikola, eşi Aleksandra ve çocuklarıyla birlikte zengin ve ayrıcalıklı bir hayat sürmektedir. Ancak bu refah perdesinin ardında, Nikola’nın zayıf liderlik vasıfları ve danışmanlarının yanlış yönlendirmeleri vardır. Özellikle Rasputin adlı mistik figürün saray üzerindeki etkisi, hem soyluları hem de halkı rahatsız etmektedir. Rasputin, Aleksandra’nın gözünde bir azizdir; çünkü hastalıklı oğulları Aleksey’i iyileştirdiğine inanılmaktadır. Ancak bu inanç, sarayın daha da yozlaşmasına ve halktan kopmasına neden olur.

Rusya, I. Dünya Savaşı’nın acımasız sahnelerinde yıpranırken, cephedeki yenilgiler ve askerlerin kötü şartları halkın öfkesini daha da artırır. Giderek büyüyen huzursuzluk, nihayetinde 1917 Şubat Devrimi ile patlak verir. Halk sokaklara dökülür, askerler ayaklanır ve ülke kaosa sürüklenir.

Çar Nikola, tahtından feragat etmek zorunda kalır. Artık sadece bir aile reisi olan Nikola, eşi ve çocuklarıyla birlikte sıradan bir insan gibi yaşamaya mahkum edilir. Ancak bu mahkumiyet, onları sıradan bir hayatın getirdiği huzurdan da mahrum bırakır.

Aile, önce bir tren yolculuğuyla Sibirya’daki Tobolsk’a sürgün edilir. Orada, gözetim altında basit bir evde yaşamaya başlarlar. Soğuk iklim, yetersiz yiyecekler ve sürekli izlenme korkusu, onların hem fiziksel hem de ruhsal olarak çöküşlerine yol açar. Nikola, bir zamanlar güçlü bir imparatorluğun lideriyken şimdi çaresiz bir baba ve eşten ibarettir.

Ancak sürgünleri burada sona ermez. Devrimci hükümetin kararıyla, daha sıkı gözetim altında tutulacakları Yekaterinburg’a nakledilirler. İpatyev Evi olarak bilinen bu kasvetli yapı, ailenin son sığınağıdır. Pencereleri tahtalarla kapatılmış, dış dünyayla tüm bağları koparılmıştır.

Nikola, ailesini bir arada tutmak için elinden geleni yapar. Ancak her geçen gün, umutları biraz daha tükenir. Devrimci hükümet, Romanov ailesinin varlığını kendi rejimi için bir tehdit olarak görmektedir. Sonunda, bir gece yarısı, Nikola ve ailesi, bodrum katına indirilir. Onlara yeni bir yere götürülecekleri söylenir. Ancak gerçek, çok daha acımasızdır.

Kurşun sesleri yükseldiğinde, yalnızca bir aile değil, bir hanedan da tarihe karışır. Çar II. Nikola’nın yönetimdeki başarısızlığı ve halktan kopuk yaşamı, sadece kendi sonunu değil, Rusya’da bir dönemin kapanışını da simgeler.

Fakat onların hikayesi burada bitmez. Romanovlar’ın trajik sonu, tarihin sayfalarında yankılanmaya devam edecek ve Rusya’nın kaderini şekillendiren olayların temel taşlarından biri olacaktır.