Ren geyiği Niko’nun hayatı, Noel arifesinde yaşadığı büyük bir sarsıntıyla altüst olur. Annesi, ikinci bir ren geyiğiyle evlenmiş ve Niko’nun küçük bir üvey kardeşi dünyaya gelmiştir. Her ne kadar bu durumu kabullenmekte zorlanıyor olsa da, Niko yeni ailesine alışmaya çalışır. Ancak küçük kardeşinin gizemli bir şekilde ortadan kaybolması, Niko'yu bambaşka bir yolculuğa sürükler. O andan itibaren Niko’nun tek bir amacı vardır: kardeşini bulmak ve onu tehlikelerden koruyarak sağ salim eve getirmek.

Bu zorlu görevde Niko'nun en büyük destekçileri sadık dostu sincap Julius ve cesur gelincik Wilma olur. Üçlü, karla kaplı uçsuz bucaksız ormanlarda ve donmuş vadilerde ilerlerken, kötücül kurt sürülerinden kaçmak, buzdan geçitlerden geçmek, çöken köprüleri aşmak ve düşmanlarla zekâ dolu mücadeleler vermek zorundadır. Niko, yol boyunca cesaretiyle dostlarının hayranlığını kazanır, fakat en çok da kendi korkularını ve kıskançlıklarını yenerek büyür.

Bu soluksuz macerada Niko, sadece bir kardeşi kurtarmaktan daha fazlasını yapar. Aile olmanın, birbirine güvenmenin, sevilmenin ve fedakârlık yapmanın ne anlama geldiğini öğrenir. Onun için gökyüzünde babası gibi özgürce uçmak bir hayaldi; fakat bu serüven boyunca gerçek özgürlüğün, sevdiklerini koruyabilmekten ve onlarla birlikte olmaktan geçtiğini fark eder.