1966 yılında, fizikçi bir çift olan Nora ve Héctor, deneysel bir zaman yolculuğu projesi sayesinde kendilerini 2025 yılında bulurlar. Bilimsel merakla çıktıkları bu yolculuk, hayatlarını sonsuza dek değiştirecektir.

Nora, 2025’in teknolojik olanakları ve kadınlara tanınan özgürlüklerle büyülenir. Akademik başarıları hızla tanınır, kariyeri beklenmedik bir ivme kazanır. Kadınların sesinin duyulduğu, özgürce düşündüğü bu çağ, onun için hayal gibi bir dünyadır. Bu yeni toplumda kendi potansiyelini gerçekleştirmeye başlarken, Nora ilk kez gerçekten kim olduğunu hissetmeye başlar.

Héctor ise, 2025'in hızlı değişen sosyal dinamiklerine, kadın-erkek rollerinin dönüşümüne ve Nora’nın giderek güçlenmesine uyum sağlamakta zorlanır. Kendisini dışlanmış, eskimiş fikirlerin taşıyıcısı gibi hisseder. Nora’nın yükselişi karşısında kendi yerini ve değerini sorgulamaya başlar.

Nora, bir yanda geçmişten gelen aşkı ve bağlılığı; diğer yanda geleceğin sunduğu özgürlük ve kendini gerçekleştirme arasında sıkışır. Nihayetinde Nora’nın vereceği karar, sadece kendi kaderini değil, zamanın iki ucunda yer alan değerleri de sorgulatacaktır.