Yıllarını kiralık katil olarak geçirmiş olan Danny Dolinski, artık eski günlerinin gölgesinde yaşayan bir adamdır. İşler azalmış, refleksleri yavaşlamış ve sektördeki yerini genç nesle kaptırmaya başlamıştır. Tek tesellisi, vakit geçirdiği yerel gece kulübü ve oranın enerjik, başına buyruk yöneticisi Anata’dır. Anata, onun hayatındaki son heyecan kaynağıdır—fakat Danny’nin ilgisini fark etse bile, ondan etkilenip etkilenmediği bir muammadır.

Tam her şeyin sona erdiğini düşündüğü bir anda The Company onu tekrar arar. Danny, yeni bir iş umuduyla heyecanlanır, ancak kısa sürede bu görevin düşündüğü gibi olmadığını anlar. Tekrar sahaya sürülmek yerine, ona verilen görev, yeni nesil bir suikastçıyı eğitmektir.

Wihlborg, Gen Z’den gelen bir prodigy, yetenekli ama kibirli, ukala ama mükemmel bir tetikçidir. Sosyal medyada bile görünmez olmayı başarabilen, teknolojiyi ve modern dünyayı kullanarak öldürmeyi sanata dönüştüren bir genç. Danny’nin eski usul yöntemleriyle dalga geçen, onun yaşını ve geçmişini küçümseyen biri.

İkili arasındaki eğitim süreci, kısa sürede ego savaşına dönüşür. Danny, eski tarzını kanıtlamak, Wihlborg ise yeniliğin zaferini göstermek ister. Ancak, beklenmedik bir gelişme ikisini de hayatta kalmak için birbirine muhtaç bırakır. The Company’nin verdiği görev göründüğü kadar masum değildir. İkili, kendilerini üst düzey bir ihanetin, gizli anlaşmaların ve ölümcül bir komplonun içinde bulurlar.

Danny, son bir kez Anata’nın gözünde kahraman olabilmek için, geçmişten gelen tüm içgüdülerini kullanarak savaşmak zorunda kalacaktır. Ama bu savaşın sonunda, sadece bir suikastçı hayatta kalacak: Ya eski neslin deneyimli ustası ya da yeni çağın dijital ölüm meleği.