Patron Mutlu Son İstiyor filmi, romantik komedi ve metinler arası mizahın ustaca harmanlandığı bir hikaye sunuyor. Filmin merkezinde, baskı altında bir senaryo yazarı olan Sinan yer alıyor. Sinan’ın patronu, gişe garantisi olan mutlu sonla biten bir romantik komedi yazmasını ister, ancak Sinan, yaratıcı tıkanıklık ve kişisel problemleriyle boğuşurken, bu beklentiyi karşılamakta zorlanır. Yazar, bir yandan patronunun taleplerini yerine getirmek zorunda kalırken, bir yandan da hayatın gerçekçi ve karmaşık doğasıyla savaşır.

Senaryo arayışında Sinan, komedi dolu bir yolculuğa çıkar. Gittiği tatil kasabasında ilham ararken, kendisini bir dizi absürt olayın içinde bulur. Bu sırada, karizmatik ve enerjik bir kadın olan Eylül ile tanışır. Sinan’ın hayatı, Eylül’le olan karşılaşmaları ve birbirlerine giderek yakınlaşmaları sayesinde büyük bir değişime uğrar. Kendi yazacağı romantik hikaye için aradığı ilhamı, bizzat hayatında bulmaya başlar.

Ancak hayat, tıpkı senaryosu gibi, her zaman kolayca mutlu sona ulaşmaz. Sinan, Eylül’e olan hislerini ve yazma sürecindeki zorluklarını dengelemeye çalışırken, patronunun istediği "mutlu son" beklentisiyle gerçek hayatın karmaşıklığı arasında sıkışıp kalır. Film, hem yaratıcı bir insanın üretim sancılarını mizahi bir dille ele alırken, hem de aşk ve romantizm klişelerini zekice sorgular.

Sonuçta, Sinan’ın hem senaryosuna hem de kendi hayatına beklenen mutlu sonu getirip getiremeyeceği, izleyiciye keyifli ve düşündürücü bir şekilde sunuluyor. Patron Mutlu Son İstiyor, yaratıcı bir insanın içsel mücadelesini ve aşkın beklenmedik yollardan gelebileceğini anlatan eğlenceli bir hikaye olarak öne çıkıyor.