Tozlu bir Amerikan kasabasının mütevazı atmosferinden başlayıp Hollywood’un göz alıcı sahnelerine, oradan da dünya siyasetinin merkezine uzanan etkileyici bir yaşam öyküsü... Bu film, Amerika’nın 40. başkanı Ronald Reagan’ın hayatını, alışılmış biyografik anlatıların ötesine taşıyarak sinematik bir destana dönüştürüyor.

Öykü, alışılmadık bir anlatıcının gözünden aktarılıyor: Eski bir KGB ajanı olan Viktor Petrovich. Reagan’ın siyasi yükselişini bir düşman gözetimi altında izlemek, filme hem şaşırtıcı bir bakış açısı hem de benzersiz bir gerilim atmosferi katıyor. Sovyet istihbaratının soğuk duvarlarının ardından, onun hayatını hem izleyen hem de ona takıntılı hale gelen bu adamın sesi, izleyiciyi Reagan’ın yaşamı kadar onun etkilediği dünyanın da içine çekiyor.

Dennis Quaid’in canlandırdığı Reagan karakteri, sadece bir başkan değil; bir eş, bir aktör, bir lider ve en önemlisi her zorluğa karşı dimdik duran bir insan olarak sunuluyor. Kariyerindeki iniş çıkışlar, kişisel hayatındaki mücadeleler ve Amerika’nın en kritik dönemlerinde aldığı kararlar, büyük bir özenle işlenmiş. Yanında ise her zaman onu ayakta tutan bir aşk var: Karısı Nancy'nin desteği, Reagan’ın kırılganlıklarını gizleyen en büyük gücü.

Film, bir başarı öyküsünün ardındaki insani kırılmaları, zaferlerin arkasındaki yalnızlıkları ve en zorlu kararların ardındaki inançları gözler önüne seriyor. REAGAN, yalnızca bir adamın değil, bir dönemin, bir ideolojinin ve bir dönüşümün hikâyesi. Duygusal derinliği, tarihsel katmanları ve özgün anlatımıyla, unutulmaz biyografik yapımlar arasında yerini alıyor.