Genç ve güzel bir prenses, resmi ziyaretler ve sıkı protokollerle geçen hayatından bunalır ve kraliyet görevlerinden bir günlüğüne kaçarak Roma’nın büyüleyici sokaklarında özgürlüğün tadını çıkarmaya karar verir. Kimliğini gizleyen prenses, hayatında ilk kez sıradan bir genç kadın gibi hareket etmenin heyecanını yaşarken, kendisini bir dizi eğlenceli ve beklenmedik maceranın içinde bulur.

Bu kaçamak sırasında yolu, Amerikalı bir gazeteciyle kesişir. Tesadüfen karşılaştığı bu adam, başta genç kadının gerçek kimliğini fark etmese de, zamanla onun aslında Avrupa'nın ünlü prenseslerinden biri olduğunu anlar. İlk başta bu karşılaşmayı büyük bir gazetecilik fırsatına çevirmek isteyen adam, prensesin samimiyeti ve özgürlüğe duyduğu özlem karşısında duygularına engel olamaz. Birlikte geçirdikleri unutulmaz gün boyunca, Roma’nın ikonik mekânlarını keşfeder, motosikletle sokaklarda dolaşır, nehir kenarında dans eder ve zamanın nasıl geçtiğini fark etmeden birbirlerine daha da yaklaşırlar.

Ancak bu romantik kaçamak, gerçek dünyadan tamamen kopmalarını sağlayamaz. Prensesin görevleri ve sorumlulukları onu beklerken, gazeteci de ahlaki bir ikilemle yüzleşmek zorundadır: Bu olağanüstü hikâyeyi dünyaya duyurarak kariyerinde büyük bir sıçrama mı yapmalıdır, yoksa bu masalsı günü sadece ikisinin paylaştığı özel bir anı olarak mı saklamalıdır?

Özgürlüğün, aşkın ve bireysel seçimlerin dokunaklı bir şekilde ele alındığı bu klasik film, izleyiciyi Roma’nın eşsiz atmosferinde büyüleyici bir yolculuğa çıkarırken, unutulmaz bir aşk hikâyesi sunuyor.