Amerikalı bir aile, Avrupa tatilleri sırasında tanıştıkları büyüleyici bir İngiliz aileyle oldukça iyi anlaşır. İngiliz aile, cennet gibi bir malikaneye sahip olduklarını anlatır ve onları hafta sonunu geçirmek üzere davet eder. Amerikalı aile, bu daveti memnuniyetle kabul eder ve hafta sonu için malikaneye giderler. İlk başta her şey mükemmel görünür; yemyeşil bahçeler, lüks bir yaşam ve misafirperverlik.

Ancak zamanla, bu büyüleyici ortamın ardında tuhaflıklar fark edilmeye başlar. İngiliz aile, ilk başta nazik ve arkadaş canlısıyken, yavaş yavaş tuhaf ve manipülatif davranışlar sergilemeye başlar. Gerginlik arttıkça, malikanede gözle görülmeyen bir tehlikenin gizlendiği hissedilir. Amerikalı aile, bir şeylerin yolunda gitmediğini fark eder, ancak durumu anlamaya çalışırken kendilerini psikolojik bir kedi-fare oyununun içinde bulurlar.

Konukların gerçek niyetleri sorgulanırken, bu hafta sonu kaçamağı kısa sürede bir kabusa dönüşür. Aile, malikaneden kaçmaya çalışırken, sırlar açığa çıkar ve olaylar beklenmedik bir şekilde karanlık bir sona doğru ilerler. Zamanla, tatilin yalnızca bir dinlenme fırsatı değil, planlı bir tuzağın parçası olduğu anlaşılır ve Amerikalı aile kendilerini hem fiziksel hem de psikolojik olarak büyük bir hayatta kalma mücadelesinin ortasında bulur.