Grace, 18 aydır birlikte olduğu Alex ile hayatının en özel gününü yaşar ve büyük bir aşkın ardından Alex’in ailesinin görkemli malikanesinde evlenir. Malikanenin büyüklüğü ve ihtişamı, Alex’in ailesinin zenginliğini gözler önüne sererken, bu büyülü günün ardından Grace, kendini hiç beklemediği bir durumun içinde bulur. Düğün gecesi Alex, Grace’e ailesine ait çok eski bir gelenekten bahseder. Bu gelenek, ailenin bir parçası olmak isteyen yeni üyelerin gece yarısı bir oyun oynamasını gerektirmektedir. Grace bunun yalnızca basit bir ritüel olduğunu düşünerek heyecanla kabul eder.

Geleneksel buluşma, ailenin diğer üyeleriyle tanışma havasında başlar. Esrarengiz bir atmosfer eşliğinde Grace bir kart çeker. Ancak, kartta yazılı olan “Saklambaç” kelimesi, olayların seyir defterini tamamen değiştirir. Grace bunun sıradan bir saklambaç oyunu olduğunu zanneder, fakat kısa sürede bu oyunun çocukluk eğlencesinden çok daha farklı ve ölümcül bir anlam taşıdığını anlar.

Aile üyeleri, Grace’i bulup öldürmek için antik silahlar ve karmaşık stratejilerle harekete geçer. Grace, korku ve dehşet içinde, hayatını kurtarmak için bu korkunç avda saklanmak ve kaçmak zorunda kalır. Aile, bu kanlı geleneği devam ettirerek, zenginliklerini ve varlıklarını garanti altına aldıklarına inanmaktadır. Ancak Grace, hayatta kalmak için mücadele ederken, bu eski ve karanlık ritüelin altında yatan sırları da keşfetmeye başlar.

Korku ve adrenalinle dolu bu gece, Grace’in yalnızca hayatta kalmak için değil, aynı zamanda kendine olan inancını ve azmini test ettiği bir sınava dönüşür. Alex'in sadakati ve ailesine olan bağı da bu karanlık oyunun gölgesinde sorgulanırken, Grace, yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide ilerleyerek hem kendi hayatı hem de bu ailenin karanlık mirasıyla yüzleşir.