Genç bir aile, anneleri Rebecca’nın bir kilise görevi için atandığı Berrow kasabasına taşınır. Rebecca, köyde rahibe yardımcısı olarak göreve başlarken, ailesi kasabanın atmosferine uyum sağlamaya çalışır. Kasabanın sakinleri, dışarıdan gelenlere karşı çekimser olsa da aile, bu uzak ve mistik yerde yeni bir başlangıç yapmaya kararlıdır. Ancak, kasabanın görünüşte sakin olan yüzeyinin altında, karanlık ve gizemli bir tarih yatmaktadır.

Her yıl düzenlenen yerel bir festival, kasaba için hem bir kutlama hem de geçmişle bağ kurma ritüelidir. Ailenin genç kızı Grace, festival sırasında kalabalık arasında kaybolduğunda, panik ve korku dalgası hızla yayılır. Aile, hemen polise haber verir ve kasaba halkıyla birlikte Grace’i aramaya başlar. Ancak arama kurtarma çalışmaları sırasında, kasabanın tuhaf ve rahatsız edici yüzü yavaş yavaş gün yüzüne çıkar.

Aramalar sırasında, eski pagan simgeleri, terk edilmiş yapılar ve geçmişteki kayıp vakalarına dair ipuçları bulunur. Rebecca, kasabanın geçmişine ve festivalin kökenine dair araştırmalara başlar. Festivalin köklerinin Hristiyanlıktan çok önceye, eski pagan ayinlerine dayandığını ve Grace’in kayboluşunun tesadüf olmadığını fark eder. Aynı zamanda kasabanın ileri gelenleri, aileyi kasabanın karanlık sırlarını açığa çıkarmaktan alıkoymaya çalışır.

Aile, Grace’i bulmak için çaresizlik içinde kasabanın gizemli tarihine doğru bir yolculuğa çıkar. Bu süreçte, Grace’in kaybolmasının kasabanın eski bir lanetiyle bağlantılı olduğunu öğrenirler. Rebecca, hem anne hem de bir din insanı olarak inançlarıyla yüzleşmek zorunda kalır. Çaresiz aile, Grace’i kurtarmak için kasabanın düzenini sarsacak cesur bir adım atar.

Berrow kasabasının karanlık sırları bir bir açığa çıkarken, aile hem kayıp kızlarını hem de kendi ruhlarını kurtarmak için zorlu bir mücadele verir. Gerilim, kasabanın geçmişiyle ailenin kaderinin iç içe geçtiği bu hikayede zirveye ulaşır. Film, karanlık atmosferi, doğaüstü öğeleri ve insanın inanç ile korku arasındaki ince çizgide verdiği mücadeleyi ustalıkla işler.