Frank Martin, uzun yıllar boyunca suç dünyasında "Taşıyıcı" olarak tanınmış bir efsanedir. En zor görevleri üstlenmiş, tehlikeyi alışkanlık haline getirmiştir. Ancak artık adrenalin dolu yaşamını geride bırakmaya karar verir ve kendisini Miami'nin huzurlu sahillerine çekilerek sakin bir hayat kurmaya çalışır. Spor yaparak, küçük tekneler tamir ederek ve günlük rutinlerle vakit geçirir. Ancak Frank'in geçmişi, onun peşini bırakmaya niyetli değildir.

Bir gün, geçmişindeki tecrübeleri bilen gizemli bir müşteri Frank’e ulaşır. Bu kez görev, sıradan bir teslimattan çok daha fazlasıdır: Küçük bir çocuğun hayatını kurtarmak. Frank, görevin ne kadar tehlikeli olduğunu anladığında artık geri dönüş olmadığını fark eder. Çocuk, yüksek teknolojiye sahip bir biyolojik virüsün hedefindedir ve bu virüs, dünyayı kaosa sürükleyecek kadar ölümcül sonuçlar doğurabilir. Frank, hem çocuğun güvenliğini sağlamak hem de bu virüsün yayılmasını engellemek zorundadır.

Görev sırasında Frank, eski düşmanları ve yeni tehditlerle karşı karşıya kalır. Miami'nin sakin atmosferi, bir anda hızlı araba takipleri, patlamalar ve tehlikeli dövüşlerle dolu bir savaş alanına dönüşür. Frank, kendine özgü disiplinli kuralları ve üstün yetenekleriyle bu karmaşanın içinde bir kez daha hayatta kalmayı başarır.

Ancak bu kez işin içinde kişisel duygular da vardır. Frank, çocuğu kurtarmaya çalışırken, kendi geçmişiyle ve kaybettiği değerlerle yüzleşir. Bu, sadece bir görev değil, Frank'in insanlığını ve inançlarını sorguladığı bir mücadeleye dönüşür. Onun için bu görev, tehlikeden kaçmak yerine doğru olanı yapma yolculuğu haline gelir.

Frank Martin, Taşıyıcı olarak bir kez daha tehlikeli bir maceranın ortasındadır. Kurallar nettir: Asla sorular sorma, asla anlaşmadan vazgeçme ve teslimat ne olursa olsun başar. Ancak bu kez kuralların sınırları zorlanır ve Frank, hayatının en zorlu sınavıyla karşı karşıya kalır.