Bağ kurmakta zorlanan, kendini kaybolmuş hisseden genç bir kadın, hayatına aniden giren karizmatik ve duyarlı bir adamla derin bir bağ kurar. Önceki ilişkilerinden farklı olarak, adamın onu gerçekten anladığını, ruhunun derinliklerine dokunduğunu hisseder. Onun yanında kendini ilk kez tamamlanmış ve önemli hisseder.

Fakat zamanla, adamın hayatında açıklanamayan boşluklar ve tuhaf tutarsızlıklar ortaya çıkmaya başlar. Kaybolan geceler, kimseye bahsetmediği bir geçmiş, gözlerinin arkasındaki gölge… Kadın, adamın gizemini çözmeye çalışırken, aşkı takıntıya dönüşür. Onun dünyasına daha fazla sızdıkça, gerçekte kim olduğunu öğrenme arzusu bir saplantıya dönüşür.

Kadın geceleri onu takip etmeye, telefonundaki bilinmeyen numaraları aramaya, hakkında daha fazla şey öğrenmek için başkalarını sorgulamaya başlar. Ancak öğrendiği her yeni bilgi, adamın düşündüğü kişi olmadığını ve korkunç bir gerçeği sakladığını gösterir.

Şimdi, bu ilişki yalnızca bir aşk hikayesi değil, ölümcül bir oyuna dönüşmüştür. Kadın, adamın tehlikeli sırrını açığa çıkarmaya çalışırken, kendini bir girdabın içinde bulur—tutkunun ve korkunun iç içe geçtiği bir girdap. Ancak sorulması gereken asıl soru şudur: Gerçeği öğrenmek mi, yoksa bu romantik yanılsama içinde kaybolmak mı daha güvenli?