Bir inşaat müteahhidi, yeni projesinin önündeki tek engel olarak gördüğü hırçın bir kiracıyı evinden çıkarmak için son derece sert ve acımasız yöntemlere başvurur. Ancak, hesap edemediği bir şey vardır: Bu yaşlı kadının dışarıdan bakıldığında zararsız görünen görüntüsünün ardında, yılların verdiği birikim ve tecrübe ile şekillenen ölümcül bir zeka bulunmaktadır.

Kadıncağız, yıllarca pek çok zorluğun üstesinden gelmiş, hayatını bir kenara bırakıp evini korumaya karar vermiştir. Sevgili evinin, onun tek mal varlığı olduğunu ve bu evin elinden alınmasına asla izin vermeyeceğini bilir. Müteahhit, sadece yasal yollarla değil, zaman zaman tehditler ve zorbalıklarla da kadını yıldırmaya çalışırken, yaşlı kadının sabrı tükenmeye başlar. Ancak kimse, bu kadının yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda zekasını ve stratejik düşünme yeteneğini de en iyi şekilde kullandığını fark etmemiştir.

Kadıncağız, evini savunma konusunda kendine has, ustaca planlar yapmaya başlar. Sabırlı ve soğukkanlı bir şekilde her hamlesini düşünerek ilerler. Her adımda, müteahhidin kendisini daha da köşeye sıkıştırmasını bekler ve onun hatalarını değerlendirerek karşılık verir. Gerçekten de, göründüğü kadar savunmasız değildir.

Bir noktadan sonra, müteahhitin kiracıyı evden çıkarmak için kullandığı kaba ve tehditkar yöntemler, kadının geçmişteki eğitiminden ve hayatta kalma içgüdüsünden beslenen korkunç bir karşılıkla yüzleşir. Hırçın ve sert davranan müteahhit, gençliğinden gelen cesaretine güvenerek her hamleyi yaparken, kadının eğitimli bir katil olma gerçeğini göz ardı eder. Ve bir gün, müteahhitin yaptığı son hata, onun için felaket olur. Evini koruma konusunda kararlı olan yaşlı kadın, tüm yeteneklerini ve stratejik zekasını kullanarak bu çatışmada galip gelir.