Randolph Bradley, hayatını sessiz ve göze batmadan sürdürmeye alışkın, içine kapanık bir adamdır. Sıradan bir ofis çalışanı olarak her günü aynı rutin içinde geçerken, beklenmedik bir olay tüm dünyasını altüst eder.

Bir sabah, iş yerinde yakın çalışma arkadaşı Benson, bilinmeyen bir sebeple kontrolden çıkar ve ofisi kana bulayan bir katliam başlatır. Silah sesleri ve çığlıklar yankılanırken, Randolph hayatta kalmak için saklanmak zorunda kalır. Ancak saklanmak tek başına yeterli değildir—eğer kurtulmak istiyorsa kendisiyle ve geçmişiyle yüzleşmeli, korkularını aşmalıdır.

Benson’un neden böyle bir şiddet patlaması yaşadığını anlamaya çalışırken, Randolph kendi geçmişinin de bu olayla bağlantılı olabileceğini keşfeder. Gizli kalmış travmalar ve unutulmuş anılar gün yüzüne çıkarken, hayatta kalma mücadelesi bir iç hesaplaşmaya dönüşür.

Bu gerilim dolu hikâye, bastırılmış korkular, şiddetin doğası ve insanın içsel gücü üzerine derin bir keşif sunuyor. Randolph, sadece ofisten değil, kendi geçmişinin karanlığından da kaçabilecek mi?